15 Haziran 2016 Çarşamba

İfade ve Eleştiri Özgürlüğü

Bu kez biraz bekledim. " Para mutlu etmiyor " yazısını da biraz ertelemek istedim. Çünkü ondan çok daha önemli bir mevzu var. Gün geçtikçe önemi artan bir mevzu. Sosyolojik olarak da fazla çöküşe ve narsizme hizmet eden bir mevzu, ifade ve eleştiri özgürlüğü. Hani şu herkesin ağzında damla sakızlı, böğürtlenli ya da mango aromalı sakız olan. Sen hangisinden seviyorsan ondan işte canım benim, sakızın aromasına takılma sen, sakız en nihayetinde ya çiğneyip tüküreceksin, ya da yutacaksın. Ben genelde yutuyorum. Neyse, sakız muhabbetini keselim.

Hepimiz, her şeyi, dilediğimiz argümanla ve dilediğimiz gibi eleştirebiliriz değil mi? Mesela benim yazılarım. İstersen öv, ister söv. Bu benim adıma hiç problem değil de, çoğunuz adına oldukça problem ve yine çoğunluğu karşıma aldım. Dededen bu meslek bize de, şu an bana göre hobi ehehe. Bu konuda insanlar istisnasız 4 kategoridedir ve herkes bu dördünden birindedir. 5. Seçenek diye bir olay yoktur. 

1- " İşime gelmeyen her şeye söverim ben birader. "

Bu tip herifler, kadınlar. Harbiden ağza kürekle vurulasıdır. Tamam kadına şiddete hayır ve kadına da yastık atalım. Ama kürek metafor zaten, oraya takılma. Sizi de seviyorum feminisitler görüldüğü üzere, aşkımız karşılıklı olsun ehehe. Neyse, çok cıvıdım.

Bu tipler, genelde oturduğu yerden ; Herbokolog olurlar. Ben öyle diyorum. Herbokolog demek, her şeyin, en iyisini bildiğini iddia edercesine eleştiri ve yorumlarda bulunur ve karşı tarafın argümanına asla saygı göstermez, haliyle eleştirine saygı göstermediği gibi " Slkn sn bi kere tmm mı cnm .s " tarzı aptal tepkilerle, eğer kişi erkekse o an size penisiyle yapamadığı her haltı çenesiyle rahatlık yapacak küfürleri savuşturur. O küfürleri eden dişi versiyonlar da mevcuttur maalesef. 

Bak suratına tokatladığım, bak aduket çektiğim, bak la bak bi. Senin çene varsa, herkesin var. Benim de, Ahmet'inde, Elif'in de, Mehmet'in de, Selin'in de. Hepimiz dilediğimiz şekilde seni ya da olayları eleştirme ve ifade edebilme hakkına sahibiz. Önce bunu kafana kazı çocuğum. İkinci ders ise, maalesef senin bildiğin her şey doğru değil. Hatta ve hatta, doğru zannettiklerin genelde yanlış çıkacak. Bunu da hazmetmeyi öğren, yoğurt ve ayran sana tavsiyemdir. İyi gelir hazımsızlığa bunlar. Üçüncüsü, küfretmen ya da eleştirdiğin şeyi hakaret ile, üste çıkmak gibi aşağılık kompleksiyle yapılan her sözün, inan seni daha aciz ve salak gösteriyor ve haklı olduğunu ispatlamıyor. Psikolojik şiddet de, yüzyıllardır hiçbir şeye derman olmadı ve olamadı. Hatta bu tipler fiziksel şiddet göstermeye de en meyilli tiplerdir. Karşındakini dinleyeceksin ve saygı göstereceksin. Özgürlükse, herkese özgürlük canısı. Bak sana sütaş ayran aldım, iç soğuk soğuk. İyi gelir. Oruç musun? Dolaba koydum, iftarı onunla açarsın artık. Sütaş'dan da para talep ediyorum, o kadar reklam yaptık ehehe... Bu şakayı anlamadıysan, iftarını açıp öyle oku moruk.

2-  Eleştir ama bana küfretme 

Oldu canım. Bir de üstüne sana bir demet papatya vereyim mi? Rahmetli Can Yücel'in davasında dediği gibi ; Bizim köyde göte göt denir hakim bey.

Kimisi öyle işler ve öyle yorumlar atıyor ki. O yorum harbiden bir beyinden çıkmış olamaz.
Ben misal bu tiplere direkt sövmesem de çok kibar yorumlar atmıyorum ve de kinayeli olarak ifade ediyorum açıkcası reel ve sanal hayatımda. Tepki ; Ayn sen ne edepsizsin be!
İlla edep arıyorsan, ben de edepin kralı var. Sana oldukça da edepli yaklaşıyorum. Çünkü edepsizlik, tavırlarla olur laflarla değil. Dürüst olmayan bir güzel yorum, dürüst olan kötü bir yorumda daha iyidir diyorsun ama tam tersi. Çünkü herkes herkesi bu devirde yağlayabilir. Gerçek hayatta da genelde menfaat ilişkileri olduğu için bunu görüyorsun ve bunu iyi sanıyorsun ama değil! Çünkü atalar demişlerdir ki ; Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar. Beni de bu yüzden pek sevmezler her ortamda.

En dürüst insan değilim, arada illa ki yalan söylüyorum. Çünkü hayat, yalan söylememene izin verecek kadar hiçbir zaman mükemmel değil ve de olmayacak. Neyse saptırmadan devam. Dürüst olan insanı az bulursun. Dürüst olan insan, senden bir çıkarı olmadığı için
 seni eleştirir ve söve söve de eleştirir. Bundan ders almalısın ve dildeki o " küfürlere " takılmamalısın. Çünkü seni geliştirmek istemese, senden menfaati olur ve bundan faydalanmak ister. Faydalanan insanlar da genelde kelimeleri seçerek yorumlarını yaparlar ve sen de " Beğenilme " kaygından ona inanırsın ama inanma. Saf olma bu kadar! Çıkarı olan her arkadaş ve tanıdığın yorumunu 10 kere düşün ve bir şey yazıyorsan ve bunu ben gibi, haydi okuyun ve yorumlayın diyorsan. Küfre de açık olacaksın, her eleştiriye de açık olacaksın.

3- Eleştirmek için Eleştirenler

Bu da başka dövülesi bir mevzu. Ama buna fazla değnimeyeceğim, çünkü belli yani. Entellektüel havası vermek ve Pelin'i yatağa atmak isteyen tipler bunlardır. Hiçbir boku bilmez, bilir ama 2 satırlık bilir 99999 satırlık bilgiyi. Onu da millete ve Pelin'e pazarlar ve der ki; Bak ben entellektüelim zaten. Survivor mı, o ne ya? Evet ben de jazz, belgesel, hmm. Yersen, Alexis Texas ve Lisa Ann dersem anında bilirsin ama! Bilmeyenlere, ikisi de taş abidesi pornostar ablalarımızdır ve iffetli kadınlardır ehehe. Pelin yemez oğlum o ayakları, bir kadını etkileyeceksen adam gibi öğren onu da Pelin için değil, kendin için öğren! Gerçek kişiliğinle etkile ve sen, eleştirmek adına hiçbir boku eleştirme. Adam gibi okumasını, öğrenmesini ve dinlemesini öğren. Gerçi bu tipteysen okuduğumda eminim delirdin ve sinirlendin, sinirlen zaten oğlum elinden başka bir halt gelmesi varken, anca sinirleniyorsan senden 2 dakikalığına adam bile olmaz. O Pelin de bu yazıyı okuyacak, ayık ol.

4- Eleştiri Sevenler 

Gel sarılacağım sana. Bendensin! Ben ve nadir azınlığın olduğu gruptur. Eleştirinin her türlüsüne açıktır. Çünkü eleştirinin, velinimet olduğunu ve empati yeteneğini geliştirdiğini, objektif bakabilmeyi ve başka insanların fikirlerine de açılabilmeyi keşfetmiştir. Bir nevi bu devirde Da Vinci'nin şifresi. 

Dikkatli okuyan diyecek ki, nerde ulan İfade kısmı. Hep eleştiri de eleştiri. Gel ulan öpücem seni, cancağızım benim.

İfade özgürlüğünü, 4 gün sonra olacak olan ; 19 Haziran 2016 LGBTİ yürüyüşü üzerinden değerlendireceğim. Let the game begin!

Öncelikle, kim nerede, facial cumshot, deep throat, roleplay, threesome, gangbang, handjob ve blowjob yapıyorsa beni germez. Hepsi farklı sevişme çeşitleridir bilmeyenlere. Google var araştırıp tam anlamlarını da görebilirsiniz. Beni ilgilendiren, ifade özgürlüğündeki dozdur ve samimiyettir.

Karşı olanlardan başlayalım; Evet koçum Lut kavmi var biliyoruz. Ama orada, cezayı Allah kesiyor, sen değil bu birincisi. İkincisi, sana giren ve çıkan bir şey yok, sapkınlıksa sapkınlık kendini ve kızını, oğlunu iyi yetiştirdikten sonra problem olmaz ve onlar eğer Lezibyen/gay mutluysa öyle bırakmalısın. Her koyun kendi bacağından asılacak senin ve benim inancım olan Müslümanlığa göre, kimse kimseye o gün fayda göstermeyecek. 

Ayrıca sen fena ikiyüzlüsün bir yavşaksın. Harbi ağır yavşaksın, arınamazsın sen. Karaman'da 45 çocuğu becerirlerken neredeydin? Cansel ve Özgecan tecavüz edilirken, kadının biri gece üçünde tecavüze uğrarken, bebeklere ve çocuklara tecavüz edilirken, onlara tacizler edilirken neredeydin be şerefsiz! Yoktun piyasada. 

Hatta senin ataların Osmanlılar var ya, onların çoğu ; Oğlancıydı yani Gay'di. Sindirmesi zor mu? Sana da koli koli Sütaş Yoğurt aldım merak etme ve ben belgesiz, boş konuşmam sinirlenen delikanlı. Al da kendin gör. Şu bir, şu iki, şu üç, şu da dört. Umarım yeter sana bunlar. Lapa lapa sıçarım işte böyle suratına. Yeniçerinin her birinin özel bir erkek cariyesi bile varmış gördüğün gibi, çok öve öve bitirmediğin Osmanlı. Hani bil istedim.

Hatta senin o Osmanlı ataların hem eşcinsel hem de pedofili gördüğün gibi. Sakal ve bıyık çıkınca, oğlan cazibesini kaybediyormuş. Hepsi değil ama bir kısmı pedofili ve neredeyse hepsi gördüğün gibi eşcinsel. Hangi atalardan bahsediyorsun sen ulan? Bunlarsa, ben bunlardan senin zihniyetine göre; Daha delikanlıyım koçum.

Kaldı ki, evdeki karın ya da sevgilin sana vermeyince, kapalı perdeler arkasında parasını verip sen bu Travesti hatunları nefes nefese çok güzel siktin hatta onlara zaman zaman, verdin. Şu travestiler konuşsa bir var ya, o zannettiğin ağır abilerin onlara nasıl verdiklerini görsen bir. Ben demiyorum bazı travestiler gizli kimlikle nette yazıyorlar oku. İşinize gelince o " Lut kavminden " gelen hatunları beceriyorsunuz ve becerirken " Aşkım, prensesim, kadınım, sevgilim. " diyorsunuz ya! İki gusul abdesti ile temizlenmez oğlum o, Müslümansın ya sen, bunun mahşeri var aslanım. Bir hatırlatayım dedim. Kapalı perde arkasında alayınızın ne boklar yediğini biliyorum. Kusura bakmayın ama LGBT bireyleri sizden kat be kat daha vicdanlı, daha delikanlı ve daha güzel insanlar.

LGBT'lilere ve onları savunanlara; Özgürlüğü temsil ettiğiniz için size minnettarım. Lakin bu sizde bunu adam gibi yapın, sokak ortasında soyunmak nedir ulan ya? Hatta oral seks yapıyor hatunlar harbiden birbirine, tamam eğlenin, dans edin, kutlayın, şarkılar söyleyin de, bu da harbiden abartı. Özgürsünüz ama sadece siz özgür değilsiniz. Biz soyunsak ne olacak, oldu o zaman hep beraber sokaklarda sevişelim. Kim kime, dum duma olalım. Mahremiyet denen bir olay var, duvardan götünü ayırmadan bir milletiz bir de biz üstelik. Tepkinizi mizahla, neşenizle, kahkahanızla ve şarkılarınızla, güzelliğinizle ortaya koyun. Yüreğinizdeki güzellikleri saçın, cinselliğinizi ve bedenlerimizi metalaştırmayın! 

Nacizane benden bu kadar. Sonuna kadar okuduysan, akşama iftar var. Oraya bekliyorum seni. Haydi eyvallah. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder