10 Haziran 2016 Cuma

Çıkarsız İyilik

Koğuş naber? Ben geldim. İyi olun, değilseniz de bana kanalize olun, iki kafanızı dağıtacağım gene. Dinç değilsen de, sonra gel yavrum. Sınırsız çay ve yemek ikramı var. Canın isteyince gel, kasadan fişini al yeter. Fişe takılmasana sen, o sembolik! Amme hizmeti yapıyoruz burada, nasiplen işte. 

Çıkarsız İyilik yok dersem sana, ne dersin? Kocaman bir kiminiz ; Hassiktir, kiminiz de " Hadi ulan! " dersiniz, ama öyle gençler. 

Sosyolojik açıdan da, teolojik açıdan da bu mümkün değildir ve yapılan her " iyi " olarak adlandırılan her harekette, şahşi bir menfaat yatmaktadır. Çıkarsız iyilik yapamazsın başka bir diyişle, mesela.

1- Bazı Ateist dernekler, bazı dini topluluklar mevcuttur. Ya da bir engellilere yardım gecesi düzenlensin. Hiç fark etmez. Üçünü de " 1 " numara adı altında yorumlayacağım. örneklerden Zıt kavramlardır ama mantığı aynıdır iyi dinle beni, bak, dinlesene. İyi hadi git kahveni al da gel. 

Aldın mı? Almışsındır bence de yani, bir zahmet! Ne diyorduk.

Örnek verildiği üzere birtakım kuruluşlar ; iyilik yapmaktadır neticede.

Ateist dernekler karın doyursun mesela, dini topluluklar eğitim imkanı ve bursu versin, diğerleri de gecesinde para toplayıp yardım yapsınlar. Bunlar çıkarsız iyilikler mi zannediyorsun. E iyi sana, sen hep böyle " zannet " oldu mu çocuğum?

Bana surat asma da, iyi dinle şimdi.

Ateist derneklerin ne çıkarı olacak diyorsun değil mi? Çıkarları şudur. Bak biz Tanrı'ya inanmıyoruz, ama çok iyi insanlarız. Fakirleri doyuruyoruz ve gör bak, " Din olmadan da çok iyiyiz. " temasıyla kendi propagandasını el altından yapmaktır bu, saf iyilik değildir. Madem beklentileri yok, sayfalarına girip bakınız. Niçin her yerde boy boy fotolar atarak " İyiliklerini belgeleme " çalışmasına giriyorlar? Bu yüzden işte çıkarları için ama gidip suratlarına söylesen ; Sen iyilikten ne anlarsın ki cevabını alırsın. 

Dini topluluklara gelelim, onların çıkarı alenen ortada. Çocuk büyüyünce, bizden olacaksın ve bizim şekillendirip " Yamadığımız Din'e " itaat edeceksin. Eğer biz suç falan işlersek de, geldiğin mevkiye sayemizde geldin. Ona göre, hep bizi toplumda iyi göstereceksin. İmajı vardır ve kurum da çocukları " Çıkar(!) " gözetmeyip okuttuğundan aslında " Bakın dini topluluklar hep Allah rızası için çalışır " imajını empoze etmektir. 

Son olarak da, özel bir gece düzenleniyor ve 10 engelli kişiye akülü sandalye alınıyor. Eyvallah, güzel iş. Ama niye gecenin masraflarından sakınıp da, 30 tane daha sandalye alınmıyor? Çünkü o geceye katılan her insan ve bağışa davet edip sembolik " 3-5 Bin TL " koyan herkes, ister sanatçı, ister iş adamı, ister yönetmen, ister senarist ve ister yapımcı olsun hiç fark etmez. Çıkar, çıkardır! Hem maddi, hem manevi üstelik buradaki çıkar!

Maddi boyutu ; Filmi çıkınca " Aaa bunlar iyi insanlar. Hadi onların filmine gidelim, en azından onlara para kazandıralım. " gibi temalardan gişe yollarını yaparlar ya da dizileri çıkınca " Aaa bu oyuncu iyi herif be, izlenecek başka bir bok yok. Onun dizisini izleyelim. " 
Manevi boyutu ; Maddi boyutu oluşturan boyuttur da budur. Akıllarda insanlara " Bakın ben hayırseverin, ben çok iyiyim. Ben çok duyarlı bir vatandaşım. " imajı çizmektir ve deyim olarak " Göze sürme çekmektir. " Duyarlıyım, ben iyi birisiyim olarak hem kendi vicdanını bu sürmeyle rahatlatma zannederek, bastırır. Hem de başka insanlara da iyi imaj çizer, aslında 1 boyuta, 2 adet manevi çıkar vardır. Birisi tamamen şahsidir, diğeri de şahsidir ama bunu nakite çevirir.

Her şeyin temeli, her birimizin kendi inancıyla olan ilişkisidir. Mesela ben kendimden örnek vereceğim. Ben Müslüman ve Kur'an'a inanan, Rabbine teslim olmuş ve alemlerin Rabbinin dinine elimden geldiğince talip ve laik olmaya ve de olabilmeye çalışan birisiyim ve yaptığım her eylem " çıkar " a dayalıdır. 

Çünkü benim çıkarım da Allah'ın rızasını ve Onun eşsiz şefkatini, merhametini kazanma ona kul olmayı çalışabilme, onun rızasını kazanarak, onun cennetine hak elde edebilme çıkarıdır. En basit bir Allah-Kul inancında tıpkı Ateist derneklerin " Din olmadan iyiyiz " boyutunda manevi çıkarı varsa, her birimizin de aslında çıkarı var. 

Senin farkın ne, bir " Sen mi Akıllısın ulan angut? " diyeceklerde ; Ben çıkarsız iyiliğin olmadığını bilenlerde ve yaradılışıma dayanarak asla çıkarsız iyiliğin olmadığını fark-edenim. Dini konuda olan en vicdanı ilişkim bile çıkara dayanıyor. 

Çıkarsız iyilik, düşününce de fark edeceksiniz ki, mümkünü olmayan bir kavramdır. Çünkü her birimiz, çıkar adına niyetlenmesek bile, işin derininde bizi çıkarımız ya da çıkarımız orantısında kuşkusuz bir beklenti bizi bekliyor olacaktır. Örnekleri çok rahatlıkla ; kadın-erkek, iş mevkisinde yükselme'ye de eğriltmek mümkün ama onları çoğu kişi bilebiliyor. Ben, başka bir noktadan ve başka bir pencereden bakmaya çalıştım. Bu da klişe oldu gibime geliyor ama idare edin lan, kendi çapımda üretiyorum işte. 

Haydi eyvallah. Kısa olacak demedim ama kısa oldu, mesajı alın siz. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder