9 Haziran 2016 Perşembe

Din ve Düşünmek

Yine, yeniden, ben geldim. Bu sefer çok aşırı uzun tutasım yok, net ve kısa olacağım. Bazen insanları sıktığımın farkındayım. 

Bugün, her birimiz, hangi okulda okuyorsak, neye inanıyorsak, hangi takımı tutuyorsak, hangi ideoloji benimsiyorsak ve nasıl yaşıyorsak, bunları daima düşünerek benimseyip sevmemiz gerekli. Çünkü düşünerek sevmediğimiz her şeyi, ister bir kadın, ister bir görüş, isterse bir inanç.. 

Çünkü düşünmek, insana verilen en güzel bilinçtir. Lakin, bazı zümreler ve güçü, diktayı elinden bulundıran tüm kimseler, asla düşünmenizi istemez. Tarih boyunca bu gelenek öyle sürmüştür. Düşüneceksin, her konuda, düşünmek gerek!

Eğer düşünerek o yolu bulduysan, eyvallah, canımsın. Ama düşünmeden sana " atalarn, dedelerin, medya organları, birileri " dayatarak hangi konuda olursa olsun, bağnazca görüşünü ilan edersen, harbiden düşünmekten yoksullaşan olursun. Öyle olduğunu da farketmezsin, çünkü sana dayandırılan şeyler, düşünce algılarından " Vicdan ve İyi niyet " kontenjanından geçirdiğinden, otomatiktan o konuda kalkanlarını indirirsin. Bu konuda sana kim neyi dayatırsa, zamanla çok güzel işer, empoze eder ve de dayatır. Bu tip konularda tarihde, kuşkusuz en çok da din istismar edilmiştir. Bu nedenle de bugün Din'de ; Düşünmek kavramını elimden geldiğince önemini arz etmeye çalışacağım.

Mesela konuyla ilgili 2-3 örnek vereyim, bunlardan bir tanesi ;

- Peygamberimizin hadis-i şerif mevzusudur.

Öncelikle dünkü yazıdan da oluşan bir algı, ki bu da düşünmeden ve bağnazca oluşturdukları bir algıdır. Hadisler doğru olsa da " dini kaynak " olarak ben ele alamam. Çünkü, günümüz hadislerine " Hakim " arkadaşlar daha iyi bilirler, herkes çok hakim çünkü. Bir ben bilmiyorum(!) Kur'an'a oldukça terstir bir çok hadis, aksine Allah'ın bir dediğine, peygamber nasıl olur da " O bir değil " der! 

Örnek birkaç hadis sunayım ve beraber düşünelim ;

- Her kim Ramazan'ı tutar, sonra da ona Şevval'den altı gün ilâve ederse, bütün seneyi oruç tutmuş gibi olur. 

Bir adet, ROK " Hoayda " sı istiyorum garson! Bu ne arkadaşım?! Kur'an ile gram bağdaşmayan iğrenç bir iftira! Allah adına nasıl hüküm verebiliyor bizim Peygamberimiz! Bu nasıl bir iğrençliktir! Kur'an'da orucun sadece farz kılındığı geçer ve sevabını da yüce Allah bilir.

Duâ rahmetin, abdest namazın, namaz Cennetin anahtarıdır. 

Daha fazlası için, bu buraya bakın. Yorumlara da bakın " Allah razı olsun " diyorlar ve iğrenç iftiralara bilmeden de olsa, çanak tutuyorlar! Bu hadislerin aşağıda da 1 tanesini bizzat örnek vereceğim. Sitenin linkini de atacağım. Bizzat en sıhıh hadislere her konuda ulaşabilirsiniz ve okudğunuzda hadislerin büyük çoğunluğunun Kur'an ile muazzam çelişkiler içerdiğini göreceksiniz. Peygamber adı altında " Din'e " ekleme yaparak Kur'an'da yer almayan şeyleri size Hadis diye yedirdiklerini göreceksiniz dostlar! 

Oldu o zaman, anahtarı kaptık! Haydi gidip delicesine günah işleyelim! Nasılsa Cennet'in tapusunu kaptık, haşa! Tövbe ya Allah yahu! Peygamber'e ve Allah'a atılan iftira da cidden sınır tanımıyor bu insanlar! Yahu, namazı suratına çarpılanlar olacak mahşerde, neyin anahtaır oluyor namaz? Hem iş sadece namaz ile oluyorsa, o zaman bu şu bilinci getirir ;

"Ben namaz kılar, abdest alır ve dua edersem tamamdır. Nasılsa Cennetin anahtarına sahibim. Günahlar mı, ya işeleyelim. Zaten Allah affeder! "

İnanın bu bilinci empoze ederseniz, insanları Allah'dan ve Kur'an'dan esas böyle uzaklaştıraiblirsiniz bunu da İblis yapar, mesela İblis ile empati kuruyor olsam dostlarıma derdim ki ;

Bakın, insanlar Kur'an ile bunları da okusun. Yoksa Kur'an' anlayamazsınız derdim, ki İblis'de öyle demiş ki, hadisler, ayetlerden daha çok biliniyor ve daha çok aratılıyor internette, daha çok konuşuluyor her yerde. Halbuki Allah, kitabını okumamızı ama körü körüne de değil ; Düşünerek okumamızı istiyor! Hatta emrediyor! 

Birkaç hadis daha vereceğim. Mesela malum, ramazan ve oruç tutuyoruz ; Tıklarsan buraya, oruç ile ilgili hadisleri, en temel kaynağından ; Kütüb-ü Sitte'den bizzat alıntılar olduğunu göreceksin! 

Mesela oruçluyken öpmek hadise göre bozuyormuş, hadis numarası ; 535 - Oruçluyken Öpme kısmına bakarsan net göreceksin. Daha sonra, hatadan sıyırmak için de açıklama kısmına " Orucu bozmaya tehlikesi " var diye kıvırtmışlar. Dilediğin gibi öp, cinsel birliktelik olmadıktan sonra, oruç falan bozulmaz. Gel bir de o konuyla ilgili, yüce Allah'ın buyurduklarına bakalım ;

183- Ey iman sahipleri! Oruç sizden öncekiler üzerine yazıldığı gibi sizin üzerinize de yazılmıştır. Bu sayede korunmanız umulmaktadır.

184- Sayılı günlerdir. Sizden kim hasta olur veya yolculuk halinde bulunursa tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutar. Oruca zorlukla dayananlar üzerine düşen, fidye olarak bir yoksulu doyurmaktır. Kim bir mecburiyeti olmaksızın içinden gelerek iyilik yaparsa bu onun için daha hayırlı olur. Ve oruç tutmanız, eğer bilirseniz, sizin için daha hayırlıdır.

185- Ramazan o aydır ki; insanlara kılavuz olan, iyi-kötü ayrımıyla hidayetten kanıtlar getiren Kur'an, onda indirilmiştir. O halde bu aya ulaşanınız onu oruçlu geçirsin. Hasta olan veya yolculuk halinde bulunan, tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutsun. Allah sizin için kolaylık ister; O sizin için zorluk istemez. Tutulmamış olan günleri tamamlamanızı, sizi doğru yola kılavuzladığı için Allah'ı yüceltmenizi ister. Ve sizin şükretmeniz umulmaktadır.

186- Kullarım sana benden sorarlarsa ben Karîb'im, gerçekten çok yakınım. Dua edenin çağrısına, bana çağırıp yakardığı anda cevap veririm. Hadi onlar da bana karşılık versinler, bana inansınlar ki doğruyu ve iyiyi bulabilsinler.

187- Oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılınmıştır. Onlar sizin için giysidir, siz de onlar için giysisiniz. Allah sizin öz benliklerinize yazık etmekte olduğunuzu bilmiş, tövbelerinizi kabul edip sizi affetmiştir. Artık şimdi onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için yazdığı şeyi arayın. Tan yerinin beyaz ipliği siyah ipliğinden sizce seçilinceye kadar yiyin için; sonra da orucu gece oluncaya değin tamamlayın. Mescitlerde itikâfta bulunduğunuz sırada zevcelerinizle cinsel temas kurmayın. İşte bunlar Allah'ın yasaklarıdır, bunlara yaklaşmayın. Allah, ayetlerini insanlara işte böyle açıklar ki korunabilsinler. 

Bakara (183, 184, 185, 186, 187)

Bizi bu konuda esas ilgilendiren Ayet ise " 187 " numaralı ayettir. Sadece cinsel birleşme yasak kılınmıştır o da oruç esnasında ve mescitte ibadet edilirken haramdır. Yoksa oruç gecesi, orucu açıktan sonra cinsel ilişki helaldir ve 183-187'yi okursanız rabbin yasaklarının bu kadar olduğunuzu görürsünüz. Yok öpüşmek, tokalaşmak, sarılmak hiçbiri de bozmaz kardeşim!

Gel başka bir hadise bakalım mesela ; 540 - Oruçlu Cünüp Sabahlarsa'ya bakın.

Açıklama kısmında da ; Bazıları bozar, bazılar bozmaz diyor. E kur'an'da öyle bir şey geçmiyor ki arkadaşım! Nereden çıkardınız cenabetli oruç tutmayı! Kur'an'da yasaklanmamış bir şey bu, yapılıp yapılması da kişi vicdanına kalmıştır. Kur'an ruhuna bu hadis'de terstir. Son bir hadis daha göstereceğim. Yukarıda dediğim konu şu söz ; 

Her kim Ramazan'ı tutar, sonra da ona Şevval'den altı gün ilâve ederse, bütün seneyi oruç tutmuş gibi olur. 

Numarası, 542 - Şevval'den Altı Gün hadisine bakın. Çok net!

Peygamber yapana bu kadar sevabı verileceğini nereden biliyor bu birinci soru? Tek cevabı var ; Allah'ın bunu buyurmuş olması gerekir! Peki Allah Peygamber vahiy gönderdiyse, heh! İşte bunun o zaman Kur'an'da geçmiş olması gerekmektedir bak bakalım onunla ilgili bir Ayet var mı? Yok! Benim demeye çalıştığım ; Sizin atalarınıza da inandırılmış şeyler, Peygamber'e atılmış iğrenç iftiralardır ve Peygamber' iftira atan, dolayı yoldan Allah'a da iftira atmış olmaktadır! 

Buyrun bu da Kütüb-ü Sitte'nin ana sayfasıdır ; Gel, gel güzelim.

Benim isyanım bunadır. Kur'an'a uygun hiç mi hadis yok, elbette vardır ama bu tip hadislere göre sayısı oldukça azdır. Lakin onu da Peygamber mi söyledi, 1400 yıl öncesinden olduğu için emin olamam. Yani hepimize sadece Kur'an'dan rehberlik almak düşer! 

Hem bakalım yüce Allah kendi kitabıyla ilgili ne buyurmuş ;

"Biz bu Kitap’ta, herhangi bir şeyi ne eksik bıraktık ne fazla yaptık. Onlar, sonunda Rableri önünde hasredilirler." - En'am 38

"Yemin olsun, biz bu Kuran’da, insanlar için her benzetmeden nice örnekler sıraladık. Ama insanların çoğu inkâr ve nankörlükten başka bir şeyde diretmediler. " - İsra 89

"Allah size Kitap’ı ayrıntılı kılınmış bir halde indirmişken, Allah’ın dışında bir hakem mi arayayım?" - En'am 114

"Gerçek şu: Bu Kuran sana ve toplumuna elbette ki bir hatırlatıcı/bir düşündürücü/bir şeref/bir öğüttür. Bu kitaptan sorumlu tutulacaksınız." - Zührüf 44

"Elif, Lâm, Râ. Hakîm ve Habîr olandan bir kitaptır ki bu, ayetleri önce muhkem kılınmış, sonra ayrıntılı hale getirilmiştir." - Hud 1

[Muhkem Kılınması = Sağlamlaştırıldı ] 

"İşte biz, ayetlerimizi bu şekilde ayrıntılı kılıyoruz ki, günaha sapmışların yolu açık-seçik ortaya çıksın/günaha sapmışların yolunu açık-seçik göresin!" - En'am 55

"De ki: "O, size üstünüzden ya da ayaklarınızın altından azab göndermeye veya sizi parça parça birbirinize kırdırıp kiminizin şiddetini kiminize taddırmaya güç yetirendir." Bak, iyice kavrayıp anlamaları için ayetleri nasıl çeşitli biçimlerde açıklıyoruz?" - En'am 65

"Karanın ve denizin karanlıklarında, kendileriyle yol bulmanız için yıldızları hizmetinize veren O'dur! Bilgiden nasipli bir topluluk için ayetleri gerçekten ayrıntılı kılmışızdır." - En'am 97

"Rabbinin yolu işte budur; dosdoğru, kıvamında... Biz öğüt alan bir topluluğa ayetleri ayrıntılı bir biçimde açıkladık." - Enam 126


Gördüğünüz gibi bu kitabın bize fazlasıyla yeteceğini ve ahirette bu kitaptan sorumlu olacağımız söyleniyor. Dini anlamak için Peygamberimizin hadislerine değil, Kur'an'a " Düşünerek " bakmak yeterlidir hem de fazlasıyla. Çünkü Kur'an alemlerin Rabbinin biricik kitabıdır! 

Madem hadislerle ihtiyaç varsa, Kur'an'da bir şeyleri eksik mi bıraktır yüce Allah! Haşa, ona iftira atmayın! Dini anlamak için madem Hadisler çok lazım o zaman hadislerden de sorumlu olmamız gerekmez miydi? Ya da Allah demez miydi? " Elçimin hadislerine de uyun! " tarzı bir Ayeti atamaz mıydı? İstese her şeyi yapacak muazzam bir kudretten bahsediyoruz oysa! Dediğinizle çelişmeyin ve düşünün!

Allah, sözünü en eksiksiz ve en noksansız tutandır. Çünkü Allah, bütün iğrenç sıfatlardan münezzeh, güzeller güzeli ve her şeyi eksiksiz ve noksansız yapandır! 

Bir de yukarıdaki onlarca ayette görüldüğü gibi, öyle ayetler " Kapalı anlamlı " açıklamak için " Hadisler " lazım ayağını bırakacaksın, yüce Allah'ın ayetlerini inanıyorum diye, inkar edemezsin! Allah'ın sözüne mi inanacağım, Peygamber'e iftira atanlara mı, kuşkusuz yüce Allah'a inanacağım. Eğer bu atalarımıza karşı çıkmaksa, çıkıyorum ulan! Alemlerin Rabbinin yolundan gidiyorum! 

Kur'an'ın yolundan gidene kafir ve " Kur'an sapığı " diyorsanız, size denilecek söz yok zaten. Arkamda hiç kimse de yok merak etme, tek başıma oturup keşfettim. Araştırdım, sorguladım, düşünerek okudum ve halen de düşünerek okuyorum. 

Kitabın değişmediğini nereden mi bileceksiniz, bu ayetlerden bileceksiniz ;

"Rabbinin sözü hem doğruluk hem de adalet bakımından tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur. En iyi işiten, en iyi bilendir O." - En'am 115

"Hiç kuşkusuz, o zikiri/Kur'an'ı biz indirdik, biz; her hal ve şartta onu muhakkak koruyacak olan da biziz." - Hicr 9

"Titizlikle saklanan bir Kitap'tadır." - Vakia 78

"Bâtıl ona, ne önünden gelebilir ne de arkasından. Hakîm ve Hamîd Allah'tan bir indirmedir o." - Fussilet 42

Ne yapmak gerekir, derseniz? Düşünmek gerekir! Düşünerek inanmak, aklın yoluyla Kur'an'ı baştacı yapmak gerekir! Son olarak sizi, alemlerin rabbi, alemlerin tek ve eşsiz efendisi olan, Allah'ın düşünmeyle kullarına söylediği ayetlerin bir kısmıyla sizi baş başa bırakıyorum. Attıklarım sadece bir kısmıdır konuyla ilgili tam tamına 20'yı aşkın Ayet vardır. Bazı kelimeleri de düşünemeye eritirsek de bu sayı artabilir bile. Meal'den meal'e farklılık oluyor çünkü. Her neyse çok konuştum lan, kısam bile böyle ulan ehehe. Haydi eyvallah ;

"O, hikmeti dilediğine verir. Ve kendisine hikmet verilmiş olana çok büyük bir hayır verilmiş demektir. Gönlünü ve aklını çalıştıranlardan başkası düşünüp anlayamaz." - Bakara 269

"Onlara şunu söyle: "Ben size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Gaybı da bilmem ben! Size ben bir meleğim de demiyorum. Yalnız bana vahyedilene uyarım ben!" Sor onlara: "Körle gören bir olur mu? Hâlâ düşünmüyor musunuz?" - En'am 50

"Kavmi onunla çekişip tartışmaya girdi. Dedi ki: "O beni doğru yola erdirmişken, siz benimle Allah konusunda çekişip tartışmaya mı girişiyorsunuz? Sizin O'na şirk koştuklarınızdan ben korkmuyorum, ancak Allah'ın benim hakkımda bir şey dilemesi başka. Rabbim, ilim bakımından her şeyi kuşatmıştır. Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz?" - En'am 80

"Şu bir gerçek ki, sizin Rabbiniz gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arş üzerine egemenik kurup iş ve oluşu çekip çeviren Allah'tır. O'nun izni olmadıkça hiçbir şefaatçı devreye giremez. İşte bu Allah'tır sizin Rabbiniz. Artık O'na kulluk/ibadet edin. Düşünüp anlamıyor musunuz?" - Yunus 3

"Bu iki grubun örneği; kör ve sağır ile gören ve işiten gibidir. Örnekçe bunlar eşit olur mu? Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz?" - Hud 24

"Ey toplumum! Eğer ben onları paylayıp kovarsam, Allah'a karşı bana kim yardım edebilir? Hâlâ düşünmüyor musunuz?" - Hud 30

"Yaratan, yaratmayana benzer mi? Hiç düşünmüyor musunuz?" - Nahl 17

"Sözü gereğince düşünmediler de on
dan mı, yoksa kendilerine ilk atalarına gelmeyen bir şey geldi diye mi? - Mü'minun 68

"O hayat veriyor, O öldürüyor. Gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişi O'nun için. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? " - Mü'minun 80

"Allah'ındır!" diyecekler. De ki: "Hâlâ düşünüp ibret almıyor musunuz?" - Mü'minun 85

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder