11 Mart 2021 Perşembe

Neredeyim, Neredesin, Neredeyiz?

Selamın aleyküm.

Ben geldim. Oğlum kaldırın lan şu beyaz pikeleri. Öf, nem olmuş her yer ya. Çatı da damıtıyor. Oh oh, hoş boldum canım blogum. Örümcekler de yuvasını yapmış, kader gibi ağları örmüşler. Eh, 2 yıldır bomboş bırakırsan olacağı o tabii. Suçlu benim kabul ediyorum.

Yazı fontları değişmiş, hani font ile yazdığımı falan unutmuşum lan, o derece yani. Hatta yazı büyüklüğü bile ayarsız gelebilir. Öylesine uğradım. Çayımı içip kaçacağım.

Her neyse bazı sorulara az ve öz cevap vereyim. Yetimlere, öksüzlere ve benim yetim, öksüz bloguma sahip çıkalım efenim.

1- Neredeyim?

Tamamen kendi yaşantıma, kariyerime, yalnızlığıma odaklandım. Ben Turizm işiyle uğraşıyorum. Turizmciyim diyebilirim nacizane son 5 yıldır. Bu blogu yazarken daha Turizm hayatım başlamamıştı. Başlayınca da yazdım ama sonra çok fazla faktör oldu burayı bırakıyor olmama, sırasıyla ;

1- Beklediğim ilgiyi, desteği göremem. Yalan yok destekler oldu ve dokunduğum onlarca, yüzlerce bire bir insan oldu. Binlercesi de okuyup faydalanıyor ki amaç bu zaten. Ancak insan destek görmek, yalnız olmadığını bilmek istiyor yine de. 

2- Turizm her iş kadar yorucu. Çünkü insanlarla uğraşıyorsun. İnsan, dünyanın en yorucu varlıklarından birisi. Onun üstüne bir de boş günlerimde burası tamamen kendi hobi, keyif ve zevklerden feragat etmem demekti. Boş işlerle uğraşmam lazım ki dinlenebileyim. Yorgunluk üretimi her anlamda kısırlaştırır.

3- Yalnızlık ve ara ara depresyonun "Beni hatırladın mı len ehehe" diye dürtmesi.

4- Yazılacak, dile getirilecek birçok şeyi dile getirmenin verdiği tatlı bir yorgunluk, doymuşluk hissi.

5- Hevesimin, "1. Madde ile" dolaylı ve "4. Madde ile" doğrudan bağlantılı olarak eskisine göre neredeyse hiç kalmamış olması.

Şu an işim gücüm Allah'a bin şükür yerinde. Hatta dualarınızı eksik etmeyin efenim inşallah 6-7 aya ya da seneye terfi alacağım. En azından, en yakın aday benim.

Bir de hayatımda artık bir kadın istiyorum yuva kurmalık, yola çıkmalık. Taliplerimi çaya beklerim ehehe. Yaş da oldu 28, Ekim'de 29 olacağım. Yalnızlığa çok fena doydum be. Ciddi bir ilişki istiyorum hayatımda, hem değişiklik olur, hem de sevilmek hissine olan özlemim dinmiş olur.

Taliplerimi bana mail veya Twitter'dan ulaşmaya davet ediyorum. Çay hep taze. Belki ileride beraber içeriz bir ömür..

Özetle ; İyi değilim, hem de hiç iyi değilim ama halime de çok şükür. Toparlanacağım, iyi olacağım. Elbet Bahar gelecek, ne vakit gelir bilinmez ama çabalamaya devam. Bahar gelince de tüm çocukluğumla kutlayacağım. Bir de "O" gelirse..

2- Neredesin?

Sen hep burada kal. Oku, düşün, sorgula. Benim yazdıklarımı da sorgula. Allah haricinde kimseye teslim olma, boyun eğme, itaat etme. Allah bile sana sorgula diyor üstelik.

Kendine yatırım yap, kendini geliştir. Zorluklara göğüs ger, sabret, diren, direnmeye gayret et. Sonu iyiliğe, güzelliğine mi çıkar bilemem ama yaşıyorsak mutlaka o tünelin sonu bir yere çıkar ve her şey kusursuz gitmediği gibi her şey ille problemli de gitmez. Elbet o tren raya oturur, elbet o ışık görünür. Gönlünü ferah tut, ferah tutamazsan da tutmak adına bana her zaman ulaşabilirsin. Profilim kısmından bana her zaman mail atabilir, yukarıda az evvel Twitter adresimi verdim, oradan da ulaşabilirsin. O yüzden sen burada kalıyorsun. Bu blog benim için yok, ben bunları yazıp paylaşamayabilirdim. Bu blog sen uyan, sen sorgula diye var. Senin için var. Kıymetini bil len ehehe.

3- Neredeyiz? 

Tam olarak buradayız ;

"Yemin olsun zamana/çağa/gündüzün iki ucuna/sabah namazına/ikindi vaktine/Asr-ı saadet’e ki,

İnsan, gerçekten tam bir hüsran içindedir!

İnanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanlar, birbirlerine hakkı önerenler, birbirlerine sabrı önerenler müstesnadır." - Asr suresi

Peki nereye gidiyoruz, işte buraya ;

"1. O beklenen müthiş olay olduğunda,

2. Yoktur onun oluşunu yalanlayacak.

3. Kimini alçaltır, kimini yükseltir.

4. Yerküre bir sarsılışla sarsıldığında,

5. Dağlar bir serpilişle serpildiğinde,

6. Hepsi un-ufak olup dağılmıştır.

7. Ve sizler, üç çift/sınıf oluvermişsinizdir.

8. İşte uğur ve mutluluk yâranı. Nedir uğur ve mutluluk yâranı?

9. İşte şomluk ve bunalım yâranı. Nedir şomluk ve bunalım yâranı?

10. Ve oluşta önde gidenler, yarışta önde gidenler...

11. İşte onlardır yaklaştırılanlar.

12. Nimetlerle dolu bahçelerdedirler.

13. Büyük kısmı öncekilerden,

14. Az bir kısmı da sonrakilerden." - Vakia 1-14

Kur'an aynı zamanda muhteşem bir Sosyoloji kitabıdır dediğimde çoğu kişi bana sitem eder. İnsanlığa öyle güzel özetliyor ki bu 2 surenin ayetleri. Tam olarak günümüz resmen!

İyiler hep azınlık bu dünyada. Allah da diyor ki, nesillerde geçtikçe, kıyamet yaklaştıkça, burnunuz daha da beter çamura batacak diyor. Cennete girenlerin nesilden nesile azalacağını çok net söylüyor. Ortalık haram ve günah çukurunda raks edenlerle dolu. Herkes aç, doyumsuz, kazanç ve statü gelsin de ne yolla, ne şekilde geldiği önemsiz.

İşte ben Allah'a bu ayetlerle teslim olmuş ve hayran kalmıştım. Yüce Allah Muhammed peygamber ile bize öyle mesajlar veriyor ki, tabii görebilene...

Düşünsene bir insan diyor ki ; "Allah'dan vahiy alıyorum ama böyle böyle insanlığın sonu hiç de iyi görünmüyor."

Şimdi ise yüzlerce şarlatan, mehdi, mesih, peygamber çıkıyor "Ben vahiy aldım, ben böyleyim, ben seçilmişim."

Aradaki "Kalite, klas" farkı kabak gibi ortada. Üstüne bir de ülkede Siyasal İslamcılık sağ olsun. Herkes koca, kafaya takıyor 2 takke, eline alıyor kamera, 2 gram da fıkıh biliyor, bir de "İlahiyat" okuyor ya da Dernekte, Dergahta zaman geçiriyorsa tamam başlıyor konuşmaya. Bir sen eksiktin anasını satayım. Sen de geldin Çarşamba Pazarımıza renk geldi. Rahat bırakın kardeşim insanları, Kuran'a yönlendirin. 3-5 tane güzel adam var dedik Caner Taslaman gibi, Emre Dorman gibi, Mehmet Okuyan gibi onlar da "Politicly Correct" hastası maalesef.

Türkçesi ; Nabza göre şerbet yani "Aman Ali Rıza Beyi ağzımızın tadı bozulmasın." modundalar. Bunu olağanca kibarca, aman yanlış anlamasın diye eleştirince de pek "Hoşgörü" sahibi, "Ya, çok tevazu sahibi minnoş." olan Caner Taslaman'dan engel yiyorum efenim. 

Eleştiri kaldıramayacaksan niye ekrandasın ulan? Herkes aferin Caner diyip sırtını mı pohpohlayacak? Yaptığı işler "Kur'an temelli" ve iş anlamında yaptıklarına hürmetim var. Adam kötü diye, emeğini asla lekelemem. Yiğidi öldürüp, hakkını hep verin. Adil ve objektif olun. Bu da bize Allah'ın emri. Ancak eleştiri kaldıramıyorsan orada dur derim sana. Benim yediğim küfürlerin onda birini yese herhalde "Ya küstüm ben" diyip gider de şimdi bu herif.

Neyse konuyu dağıttım esas yere gelelim. Yazmayı özledim, derleştiyorum işte anladın be sen onu..

Arka sıra bana bak bana! Tebeşir geliyor kafaya kime diyorum oğlum! 

Peki yukarıdaki 2 ayete cevap ne? Cevabı Yeryüzünün eşsiz ve biricik hakimi olan yüce Allah veriyor zaten.

"Her biri için onu önünden ve arkasından izleyen gözcüler vardır ki, kendisini Allah'ın emrine bağlı olarak koruyup denetlerler. Gerçek şu ki Allah, bir toplumun mâruz kaldığı şeyleri, onlar, birey olarak içlerindekini/birey olarak kendilerine ilişkin olanı değiştirmedikçe, değiştirmez. Allah bir topluma bir perişanlık dileyince de artık onu geri çevirecek bir güç yoktur. Ve onlar için Allah'ın berisinden koruyucu bir dost da olamaz." - Rad 11

Önce kendimiz değişeceğiz, sonra etrafımızı değiştireceğiz, çabalayacağız, daha çok çabalayacağız ama olmayınca da durumu kabulleneceğiz. Peygamberler bile %100 başaramamışken, bizim başarma ihtimalimiz daha düşük bunu sakın unutma. Çabalayalım ki, ileride Allah'a mazaretimiz olsun.

"İçlerinden bir topluluk şöyle dedi: "Allah'ın helâk edeceği yahut şiddetli bir azapla azaplandıracağı bir topluma ne diye öğüt verip duruyorsunuz?" Dediler ki: "Rabbinize karşı bir mazeret olsun diye ve bir de korunup sakınırlar ümidiyle." - A'raf 164

Haydi bana eyvallah.