28 Temmuz 2017 Cuma

Ey Sevgili Peygamberler!

Selamın aleyküm Muhammed peygamber. Nasılsın? İnşallah iyisindir. Ben pek iyi değilim özel hayatımda da 1-2 ufak tefek şeyler falan filan. O değilde senin dini darmadağın ettiler. 

Daha doğrusu İsa peygamberden devraldığın dini, mahvettiler. Öyle bir din oldu ki, görsen sen tanıyamazsın ve bir güzel tükürürsün suratımıza. Gerçi sen naif ve güzel adamsın, sen yapmazsın bunu. Ancak yapılacak durumdayız.

Cidden şikayet ettiğin kadar varız ;

"Resul de şöyle der: "Ey Rabbim, benim toplumum, bu Kur'an'ı terk edilmiş/dışlanmış halde tuttular." - Furkan 30 

Şahsen keşke hepinizle ama en çok İbrahim peygambere yardım edebilip, en çok ona sarılsaydım. Çünkü adam yapayalnızdı be yapayalnız.

Ey sevgili İbrahim peygamber!

"Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlı başına bir ümmet idi; bir hanîf olarak Allah'ın önünde eğiliyordu, müşriklerden değildi." - Nahl 120

İbrahim peygamber, sen insanlar için boşa çabaladın. Boşuna ateşlere girdin bizler için, çünkü biz buna değmeyiz. İnsanlar senin için böyle diyor biliyor musun? Çok kötü bu insanlar ve çok nankörler. Senin gibi bir adama bile bunu diyorlar. Hatta sen ateşin altına bile girmemişsin, Allah bize mecaz edebiyatı yapmış. 

"Biz de şöyle dedik: "Ey ateş, İbrahim'e bir serinlik ol, bir selam ol!" - Enbiya 69

Ateşe girdiğini kabul edenler de diyor ki biz "Cennet" olmasa Allah için çabalamazmışız ve tüm insanlar da böyleymiş. Tamam ben salağım, diğerleri ne bilmem ama sana da diyorlar bunu be İbrahim peygamber, sana da! 

Cennet olmasa ateşe girmezmişsin. Bunu bizim saf ehli Kur'an ekibi de diyor. Hem de bir çoğu yani. Saflar değil mi? Senin ağzından kötü laf çıkmaz ama benden çıkıyor düşünürken noksanlık yapanlara bol bol. Allah beni affetsin ama ben senin gibi sabırlı değilim.

Biliyorum sen de insansın ve hataların var ama benim gibi bir dallama da değilsin. Keşke seninle beraber putları kırsaydım. İnan bana zihindeki putları kırmak çok zor, peygambercilik, 19 gibi, Taslamanistler gibi, İslamoğlucular gibi, say say bitmez bu putlar. Sana bile hata yapabilir diyenler, bunları ortaya atan ya da bu adamları hatasız olarak görüyorlar. Senin devrinde onlar nasıl putlarını savunuyorsa, bunlar da öyle savunuyor. Umarım senin burada kırdığın gibi, ben de bazılarının zihnindeki putları kırarım.  

"O da onların ilahlarının yanına sokulup dedi: "Bir şey yemez misiniz?" "Neniz var ki, konuşmuyorsunuz!"İyice yanlarına sokulup sağ eliyle bir darbe indirdi. Bir süre sonra, halkı koşarak İbrahim'e geldi. İbrahim dedi: "Elinizle yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?" Oysaki sizi de yaptığınız şeyleri de Allah yaratmıştır." Dediler: "Şunun için bir bina yapın da bunu ateşin ortasına fırlatın! Ona tuzak kurmak istediler ama, biz onları sefiller, reziller haline getirdik." - Saffat 90-98 

Durum bu sevgili İbrahim peygamber. Senin tek başına zorluklara göğüs gerdiğin din, şimdi şeyhlere, gavslara, Abdülkadir Geylanilere, soba ile konuşan Said Nursilere, kitapları yere atarak vahiy aldığını zanneden Rashad Khalifa'lara, zikirci Celalleddin Rumi'lere kadar düştü. Rashad seni tanıyormuş gerçi (!) 

Musa peygambere de, Harun peygambere de özür borçluyum. Sen kalk, azgın Firavunu yen ama insanlar yine yoldan çıksın.

Kur'an en çok senden bahsediyor be güzel adam! Ey sevgili Musa ve Harun kardeşler, peygamberler! Siz kalkın dönemin en azgını olan Firavun ile mücadele et, hem de benim kusurlarımdan birisiyle yani en yumuşak sözlerle.

"Seni kendim için seçip yetiştirdim." "Sen ve kardeşin, ayetlerimi götürün; beni anmakta gevşeklik etmeyin." "Firavun'a gidin, çünkü o azdı." "Ona yumuşak ve tatlı bir sözle hitap edin; belki öğüt alır, yahut ürperir." Dediler ki: "Rabbimiz, onun aleyhimizde bir taşkınlık yapmasından yahut yine azmasından korkuyoruz." Buyurdu: "Korkmayın! Ben sizinle beraberim; işitiyorum, görüyorum." "Hadi gidin ona! Deyin ki; "Biz senin Rabbinin iki resulüyüz. İsrailoğullarını bizimle gönder, onlara işkence etme! Rabbinden sana bir mucize getirdik. Selam, hidayete uyanlaradır." - Taha 41-47 

Belki kekemeydin ya da diksiyonun kötüydü, kardeşini destekçi istedin, aldın onu da yanına gittiniz ve azgın Firavunu dahi yendiniz! Ancak insanları, yenemediniz. Hatırlasana, sen Allah için dağa koştun da insanlar hemen Böğüren Buzağı görünce ona taptılar. Harun bile çaresiz kalmıştı hatta.

"Seni toplumundan çabucak uzaklaştıran neydi, ey Mûsa? Dedi: "Onlar, benim eserim üzerindeler. Ben sana gelmede acele davrandım ki, benden hoşnut olasın, ey Rabbim!" Buyurdu: "Biz senden sonra toplumunu tam bir biçimde imtihan ettik. Sâmirî onları saptırdı." Bunun üzerine Mûsa, öfkeli ve ümidi kırık bir halde kavmine döndü. Dedi: "Ey toplumum! Rabbiniz size güzel bir vaatte bulunmadı mı? Süre mi size uzun geldi yoksa Rabbinizden üzerinize bir gazabın inmesini mi istediniz de bana verdiğiniz söze ters davrandınız?" Dediler ki: "Biz sana kendi irademizle/malımızla karşı çıkmadık. Olay şu: Bize o topluluğun süs eşyalarından bazıları yükletilmişti, onları kaldırıp attık; aynı şekilde Sâmirî de attı." Sâmirî onlar için, böğürmesi olan bir buzağı heykeli çıkardı. Dediler ki: "Bu, hem sizin hem de Mûsa'nın tanrısıdır. Ama Mûsa unuttu." Görmüyorlar mı ki; o buzağı onlara bir sözü geri çeviremiyor; kendilerine bir zarar veremiyor, bir yarar sağlayamıyor. Yemin olsun, Hârun daha önce onlara şunu söylemişti: "Ey kavmim, siz bununla imtihan edildiniz. Sizin Rabbiniz o Rahman'dır. Artık bana uyun, emrime itaat edin!" Onlar şöyle demişlerdi: "Mûsa bize dönünceye kadar ona tapıcılar olmakta devam edeceğiz." Mûsa dedi: "Ey Hârun, onların saptıklarını gördüğün zaman seni ne engelledi de, Benim ardım sıra gelmedin. Emrime isyan mı ettin?" Hârun dedi: "Ey annemin oğlu! Sakalımı, başımı tutma. Ben senin şöyle diyeceğinden korkmuştum: 'Beniisrail arasına ayrılık soktun, sözüme bağlı kalmadın!" Mûsa dedi: "Senin derdin neydi, ey Sâmirî?" Sâmirî dedi: "Onların görmediklerini gördüm. Resulün izinden bir avuç avuçladım da onu attım. Nefsim bana böylesini hoş gösterdi." Mûsa dedi: "Defol, çünkü sen, hayatın boyunca "bana dokunmayın" diyeceksin! Ve senin için asla kaytaramayacağın bir hesap zamanı da var. O başını bekleyip durduğun tanrına bir bak! Onu kesinlikle yakacağız, sonra da un ufak edip denize dökeceğiz." Gerçek olan şu ki, sizin ilahınız kendisinden başka hiçbir tanrı olmayan Allah'tır. O, ilim bakımından herşeyi çepeçevre kuşatmıştır." - Taha 83-98

Sen de çok güzel adamsın Musa ve kardeşi Harun! İkiniz de çok güzel adamlarsınız. Ama işte, insanlar nankör. Siz de denizi yarmamışsınız biliyor musunuz? Allah orada da mecaz yapmış. Bunu savunuyorlar ciddili hem de.  

"Bunun üzerine, Allah buyurdu: "O halde kullarımı geceleyin yola çıkar, çünkü takip edileceksiniz." "Denizi açık bırak, çünkü onlar, boğulmaya mahkûm edilmiş bir ordudur." - Duhan 23 ve 24

Bunu diyenler de Müslümanlar hem de, ehli Kur'an'cı tayfa biliyor musun? İçinizi en çok bu cümlem kanatırdı size anlatabilmiş olsaydım. Başka Firavunları seçiyorlar kendine, ama Allah'ı unutuyorlar. 

Kimsenin derdi sizin gibi, Allah adına anarşist olmak değil artık. Benim gibi bazı tabancalar tek başına gayret ediyoruz ama asla siz gibi olamayız Musa ve Harun peygamberler. Birileri daha kendi başına çişini yapamayanın başına Rabıta yapıyor, kimileri sırtımda ben var Mehdiliğin tüm ibareleri ben de ama Mehdi değilim ben diye millete oynuyor.  

Kimisi halkını günden güne daha çok fakirliğe sürükleyip, kendisine 1200 odalı "Saray" yaptırıyor ve ona oy verenler bu zatı "Mehdi, İslamın Güneşi" hatta Muhammed peygamber ile elçilik bitmese onu "Son Peygamber" olarak görüyor vesaire.

Sizden de özür diliyorum Musa ve Harun peygamber! Ama size de minnettarım, tıpkı İbrahim peygamber gibi. Siz üçünüze bayılıyorum ben. Çünkü siz, Allah adına anarşist olmuş en aktif peygamberler oldunuz. Bu yolda benim idolüm şüphesiz sizlersiniz. 

Diğer bütün peygamberlerden de özür diliyorum! Mesela sen Nuh peygamber, eşin ve oğlun bile sana inanmadı ama sen Allah'ı seçtin. Acını bağrına gömdün ve önce "Vahiy mücadelesi" dedin, kim bilir sen de ne kadar naifsin. Cennet olmasa, sen de bu yola baş koymazmışsın. Ben de çok gülüyorum senin gibi merak etme bu felsefe fakirliğine ve bu düşünce noksanlığına. 

Senden de özür diliyorum Süleyman peygamber! Onca lüks, şan, emrinde rüzgarlar ve cinler ama sen Allah'ın kulusun! Hem de muazzam bir sadakat örneğiyle. Cennet olmasa sen de yapmazmışsın bunları biliyor musun? Onca çabanı görmüyor bu nankör insanoğlu işte. Hem de bunu diyen, İslam dininden yani din kardeşlerin! Ağlar mısın, güler misin bilmiyorum güzel adam ama merak etme hayran olduğum başka bir adam da sensin.

Hepinize özür borcum var! Hepinize hem de ey sevgili peygamberler! Yusuf, Yakub, Lokman, İsa, Lut, Hud, Yunus, Salih, İsmail, İshak ve daha nicesi. Hepiniz örnek alınacak güzel adamlarsınız. Hepinizi görmediğim halde çok seviyorum. Hepiniz çok güzel ve harika adamlarsınız.

Son bir özrüm borcum de, en başta yazdığım güzel adama var, yani Muhammed peygambere. Ey sevgili Muhammed peygamber!

Çok konuşamadık seninle ama sen beni anladın bence, çünkü sen çok zeki ve akıllı bir adamsın. Sana da özür borcum var. Bıraktığın Kur'an'ı öylesine eğip büktüler ki. Elimden geldikçe mücadele ediyorum, ayetler neyse onu anlatıyorum ama bazen kendime hariç kimseye etkim olmuyor. İlk zamanlar sana da öyle oldu değil mi? 

Gerçi senin zorluğun benim zorluğum binlerce katıdır eminim ki, örtünüp saklandığına göre ürktü o naif yüreğin.

"Ey giysisine bürünüp kenara çekilen! Kalk da uyar! Rabbinin yüceliğini duyur! Temizle giysilerini! Uzaklaştır kendinden pisliği! Çok bularak başa kakma yaptığın iyiliği! Ve yalnız Rabbin için dayanıklı kıl benliği!" - Müddessir 1-7

Ondan sonra sen de Allah adına anarşist oldun ve bayrağı Musa'dan, Harun'dan, İbrahim'den devraldın. Elinden ne gelirse yaptın. Savaşlarda en önde gittin, atta iman etmeyenlere bile kendi kendini tükettin. Ben nerede hatalıyım da bunlar Allah'a inanmıyorlar dedin.

"Onlar iman etmiyorlar diye kendini üzüntüden tüketir gibisin." - Şuara 3

Onlar imanı geç, senin daha da üstüne geldiler ve göğsün çok daraldı. Hep içine attın, hep güzel adam oldun ve kimseyi kırmadın. Hep acını kendin sırtlandın. Sana ve sana inananlar zulmetmeye çabaladılar, senin daha da göğsün daraldı.

"Yemin olsun ki, onların söyledikleri yüzünden senin göğsünün daraldığını biliyoruz. Şimdi sen, Rabbine hamd ile tespih et ve secde edenlerden ol! Sana şaşmaz ve kesin bilgi gelinceye kadar Rabbine ibadet et!" - Hicr 97, 98 ve 99

Kısacası Ey sevgili peygamberler! Hepinizden şahsen özür diliyorum. Hepinizin emanet ettiği İslam dini şu an maalesef sefalet ve rivayetler havuzu olmuş durumda.

Ben Allah'a teslim olmuş bir Kuran Müslümanı adının hakkını vermeye ve Mü'min olmaya çabalayan bir adamım ama çok teşekkür ederim. Allah'ın rızasının her şeyden üstün olduğunu ve "Sağlam İman" diye bir şey olduğunu hepimize gösterdiğiniz için. 

Bu daha başlangıç, mücadeleye devam ehehe. Haydi eyvallah ve selamlar herkese.

"Gevşemeyin, tasalanmayın. Eğer inanıyorsanız üstün olan sizsiniz." - Ali İmran 139

"Yemin olsun zamana/çağa/gündüzün iki ucuna/sabah namazına/ikindi vaktine/Asr-ı saadet'e ki, İnsan, gerçekten tam bir hüsran içindedir! İnanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanlar, birbirlerine hakkı önerenler, birbirlerine sabrı önerenler müstesnadır." - Asr suresi 

27 Temmuz 2017 Perşembe

Ben De Özledim

Selamın aleyküm. Bazı şeyler özlenir. Mesela çizmek, yürümek, nefes almak, sevmek, sevilmek, bazen de üretmeyi, yazmayı özlersin.

Her şeye ve her engele rağmen, fikrine karşı olanların ifitralarına, kendinize rağmen. Evet evet, en çok kendinize rağmen ve daha bugün, bir de dün ile beraber yani son 2 gündür düşündüm.

Dedim ki, yahu namazların işinden dolayı aksıyor. Oruçlarını tuttun ama oruçların durumunu Allah biliyor, sen bilmiyorsun dedim. Hatmediyorum Kur'an ama millet ile paylaşmadıktan sonra neye yarar! 

1,5 senedir Kur'an'a uygun yaşıyorsun ama cennettin asla garanti değil zira Ali İmran 139 var dedim ki künye ayetlerimden birisidir bu ayet.

An itibariyle dönmeye ve elden geldikçe yeniden üretmeye, birilerinin dini görüşünü Kur'an ehli yapabilme yolunda davaya kaktı yoluna devam kararı aldım. Gerçi bloga çok fazla dini içerik var zaten ama eksik gördüklerimi de yazacağım inşallah ve blogu olabildiğine güncel tutacağım.

Zira güncel dini olaylar da kazan masalı kaynıyor adeta. Onlar hakkında da 2 kelam ederiz.

Ben de özledim ben de, resmin var şu an elimde. Sana koşmak isterim, derman yok dizlerimde ehehe.

Tüm yazılarımı ve yarın gelecek olan yeni yazımı okuyun ve okutturun! 

Allah'ın öğütlediği gibi yapma kararı aldım. İnşallah başarılı olurum ve birilerine daha dokunurum da, Allah da benden razı olur. 

"Açıp genişletmedik mi senin göğsünü! İndirmedik mi üzerinden ağır yükünü! Ki o, belini çatırdatmıştı senin. Ve yüceltmedik mi senin şanını! Demek ki, zorluğun yanında bir kolaylık mutlaka var! Zorluğun yanında bir kolaylık muhakkak var! O halde, boşalır boşalmaz yeni bir işe koyulup yorul! Ve yalnız Rabbine yönelip doğrul!" - İnşirah suresi


Selam ve sevgilerimle hacılar. Öperim sizi ehehe.