14 Kasım 2017 Salı

Aylardan Yine Kasım

Selamın aleyküm. Evet, yazmaya karar verdim. Blogu bırakmıştım ve 3 ay falan oldu yazmayalı. 

Uzun zaman sonra yazmak istedim. Çünkü kendimi kıyaslamak istedim. Aylardan yine Kasım, Berk oldu yine...

Bulamadım lan uygun bir tekerleme. 

Bu blogu açmadan önce hıyardım, açınca da hıyarlaştım. Azalma oldu elbette ama bazı şeyler de kalıcı.

Bu blogu açmadan önce düşmanım yoktu. Şimdi gırla var. Narsistler gibi "Bana oyun oynanıyor, bana kumpas kuruldu." falan demiyorum sakın yanlış anlama. Ancak, kimin görüşüne "Bak Kur'an'dan benim çıkarımıma göre bu böyle" demediysem, o kişiler hemen bana yaftalar vurdu. Hem bu dünya, hem de ahiretim için. Sanırım psikolojim için hiç açmamam lazımdı ancak Allah'ın rızası için bu şarttı. Hak ettim mi? İnşallah. 

Bu blog açmadan önce küfürbazdım, şimdi de öyleyim ama daha sabırlı bir insan oldum bazı konularda. Ancak iş ön yargı, cehalet, riyakarlık olunca pek sabırlı olmadığımı ya da olamadığımı öğrendim.

Bunun gibi kendini eleştir mesela. Çuvaldızı önce kendine batırmalısın. Samimi olacaksın ama, öyle yapmacıktan batırmak yok. Bozuşuruz ondan sonra.

Temelli bırakmıştım. Ancak bu blogu açarken de olduğu gibi, açtıktan sonra bunları anlatacağım hiç kimsem yok. Var 2-3 kişi de, onlar da hiç "Müsait değiller." dünya telaşı işte.

Kasım ayı aşk başkadır derler de aşkı falan geç. Aşk bitiyor. Bu devrin erkekleri de ayrı yalan, kadınları da ayrı yalan. İnsanları hepten yalan zaten. Mesela adam bana dini soru soruyor. Bir "Nasılsın?" demeyi çok görüyor. Nasıl olduğumu bir sor lan, sor bi sor. Sor da az insan hissedelim kendimizi.

Sınava giriyorsun, "Ne oldu? Nasıl geçti?" diyen yok Ailenden başka. Ailen de yoksa, kimse olmayacak demek ki. Bazen olmaması iyi ama bazen de olsun istiyor be insan. Halsizsin mesela, hiç "İyi misin?" diyenin yok. Ruhen sanki seni huzur evine bırakmışlar. O huzur evinde her gün, biraz daha ölüme yaklaştığını bile bile ölümü bekliyorsun. 

Hıyarın tekisin, ağzından küfür eksilmiyor, bazen sabırsızsın, tipsizin tekisin, konuştuğun ya da konuşmaya çalıştığın kadınlar seni bir şekilde "Def ediyor" kendisinden, para desen o da yok, Amel desen bir Mü'min değilsin, iş desen o da yok, ruhunu bu dünyaya fazlalık gibi hissediyorsun. 

Hayır, asla intihar bir çözüm değil ve asla yapmam. Büyük konuştum ama asla yapmam. Acısı da ağır be ama. 70'lik bile yetmez acısına. Kendini sana "İnsan" hissettirecek hiçbir şey yok diyorsun ve aklına o geliyor, Allah! Ne diyor Allah?

"Açıp genişletmedik mi senin göğsünü! İndirmedik mi üzerinden ağır yükünü! Ki o, belini çatırdatmıştı senin. Ve yüceltmedik mi senin şanını! Demek ki, zorluğun yanında bir kolaylık mutlaka var! Zorluğun yanında bir kolaylık muhakkak var! O halde, boşalır boşalmaz yeni bir işe koyulup yorul! Ve yalnız Rabbine yönelip doğrul!" - İnşirah suresi 

Ben Muhammed'in tırnağının mikrobu bile değilim yüce Allah'ım, daha Mü'min bile değilim o yola baş koydum ancak katetmem gereken çok yol var daha o noktaya varmaya. Her zorlukta kolaylık var diyorsun, doğru diyorsun. Ancak insan bazen nankör biliyor musun? 

Ne olur o kolaylığı bana biraz daha çabuk göster yüce Allah'ım. Kendimi insan hissetmeye çok ihtiyacım var. Ben de işe koyuldum işte. Yazmaya karar verdim. Büyük bir iş sayılmaz ama belki birilerine faydası dokunur. Ne olur sen işlerimi katında kabul eyle!

Kıssadan hisse. İnsanlara da nankör olma ama Allah'a hiç nankör olma. 

Ara ara dine dokunan yazılarım da olacak. Çok yazacak bir şey kalmadı ama yine de üretmeye gayret göstereceğim, haydi iyisin. Eğer buraya kadar okuyorsan. 

Haydi eyvallah.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder