27 Ağustos 2016 Cumartesi

Son Klişe Bükücü

Merhaba. Az evvel aklıma geldi ve gelmişken yazayım dedim. Sakıncası da yok zaten bana göre de, sana göre var mı yazıda görürsün usta. 

Klişe bükeceğim bir sürü, hepsi seni kapsamaz ama bir kısmı mutlaka seni kapsar ya işine gelir ya da işine gelmez ve bana çemkirirsin. Ben bunların hiçbirini yapmadım şahsen ve iyi ki de yapmamışım ki, bana bunlar hakkında laf edebilme hakkı doğuyor. Yoksa ben de klişeleşiyorum zaman zaman merak etme.  Ancak aşağıda bükeceğim o aptal klişeler gibi olmuyorum, emin ol. Emin olmak için de gel seninle bi çay içip, yemek yiyelim zaten anlarsın. 

1- Kim Milyoner Olmak ister yarışmasında ne 1. sorudan elenen insan salaktır, ne de 1 Milyon kazanan Nikola Tesla'dır. Sadece çok bilgilidir o kadar, ötesi değildir. 1. Sorudan elenen ise bilgisiz değildir. Heyecana yenik düşmüştür, atmosferden saçmalamıştır vesaire birçok etken bulunabilir ama bizim geri zekalı toplumumuz illa millete etiket vurmayı sevdiğinden, böyle aptal ön yargılarla konuşurlar. O koltuğa otur da gör sen gününü ve empati kurarsan vaziyeti de anlarsın.

2- Diploma olan insan kültürlü falan değildir ve bir branşın diplomasını alan da o konunun "Dört dörtlük" uzmanı değildir. Diploma o konuda tahsilli olduğuna dair resmi bir belgedir ve kabul ediyorum ki, önemli bir unsurdur. Ancak her Matematik mezunu, bir Pisagor, bir Öklid değildir. Her Fizik mezunu bir Newton ya da Einstein değildir. Diploma almadan da bir insan uzun araştırmalar ve uzun okumalar, bir de merak ve öğrenme açlığıyla 4 yıllık bir Fizikçinin, Kimyagerin ya da Matematikçinin bilgisine 2 yıl gibi yarısında ulaşabilir. Buna götüyle gülenler olacaktır ama öyle moruk. Kitaplar artık elektronik ortamda ve altında senin sadece otobüs bileti, uçak bileti, iddaa tahminleri veya porno aradığın Google sayesinde insanlar bu tip hizmetlere de erişebilmekte. İşin özü, Üniversite bitirmekle o konuda tastamam bilgili olmuyorsun. Pratik'de uygulamadığın ya da kendini o konuda geliştirip bol bol bilgi edinmediğin, kendine yettiğini düşündüğün sürece sen de diplomalı öküzler ve kendimi bilgin zannedenlerin dünyasına hoş geldin. Merak etme senden milyarlarca var, her yerdesiniz zaten kodumun memleketinde ve dünyasında. Sizden kaçış yok. Bir de "Her şeyin en doğrusunu sen mi biliyorsun?" "Ben o diplomayı aldım. Bu konuda benden daha iyi mi bileceksin." çıkışlarınız yok mu? Uçan tekme atasım geliyor.    

3- Depresyonda olan insanlar da gülümseyebilirler. Depresyonda olan insanları sürekli ağlıyor diye kodlamayın. Acıdan kıvranma veya o duygusal çöküntü sürecinde illa ki bu tip insanlar da gülümsüyor. Sadece ruhu gülmesine rağmen acı çekiyor. Bu tip insanlara dikkatli yaklaşın. Ağlayan bebek muamelesi yapmayın. Sürekli ağlamıyor çünkü, sadece derdi var ve mutsuz. Sen dilediğin şebekliği yap, 10 saat Cem Yılmaz, Jim Carrey, Robbie Williams veyahut o her neye gülüyorsa onu seyret. Gülümseyecektir elbette ama ruhunun acısı geçmeyecektir. Depresyondan çıkış, ancak kişinin istemesiyle olacaktır ve bu süreç, oldukça uzun sürecektir. 2-3 günlük üzüntüler de Depresyon değildir. Her önüne gelen de kendine depresyondayım demesin. Arka arkaya 3-4 ay sıkıntı oluyorsa sorun var demektir. 5-10 Gün sürecek dertlerin depresyon kavramına girmiyor.

4- İnsanları umursamıyorum diyen var ya, onlar sike sike onları umursuyor. Hatta alayımızdan çok umursuyor. Çünkü, bu bir aşağılık kompleksi ürünüdür. Sorsan kazık yemişlerdir hep, sanki kimisi tertemiz dallamanın. Tamam sana darbe vurdular ama sen de kusursuz bir mal değilsin. Hatta zamanında aynı darbeyi bilinçli veya bilinçsiz bir başkasında vurdun belki ne biliyorsun vurmadığını. İnsanların bu konuda bencilliklerine doyum olmaz. Hatta öyle bir edebiyat yapıp sunar ki bu benciller, en iyi dostlar kitapmış da, hayvanlarmış da ya bir kumda oynayın arkadaşım. Ya he he diyorum ben bu tiplere. Senin o umursamadığın insanlar arasında, ailen de var diyeceğim ama onlar "Annem ile babam" diyeceksin. Ben de sana diyeceğim ki, onlarda "İnsan". İnsanları umursamıyorum hikayesi tıraştır. Sen duygusal varlıksın ve her türlü umursarsın. Sadece millete, umursamıyorum pozu kesersin. Ama kendinden ve vicdanından asla kaçamazsın. Sadece kaçtığını zannedersin. 

5- İnsanların hep önemli işleri vardır. Çünkü hepiniz çok önemli kişiliklersiniz ya başıma anasını satayım. Biriniz FBI Ajanı, öbürünüz Rusya Başkanı, diğeriniz BM Genel sekreteri falan, seç beğen yapıştır. Hiçbiriniz diğerinden daha önemli bir işi yok. Eşitsiniz ve benim için sadece 1 kişisiniz, ötesi değilsiniz. Tamam herkes kendini özel hissetmek ister buna katılırım. Ama niye bunu bizim üzerimizden yapıyorsun be kendini sivri zeka zanneden angut. Git lunaparkta şımart kendini, git evinde şımart, git en sevdiğin yemeği yiyerek şımart kendini. Beni ya da başkalarını bunun bir parçası yapmak zorunda değilsin ve trafikte senden daha önemli bir işi olan varsa, o da sirenleri çala bir ambulans, bir itfaiye arabası, sirenleri çalan bir polis arabasıdır ve bir cankurtaran aracıdır. Onların da trafikte tek aşamadığı engel sen ve koca kıçlı araban. Çünkü senin o götü kırık toplantın, bir candan daha önemli değil mi? Çünkü bencilsin seni lale seni.

6- Çoğunluklar her zaman haklı değillerdir ve yazılarımı okuyanlar bilirler bu tespitimi. Bilmeyenlerin de biraz geçmiş yazılarımı kurcalamaları yeterlidir. Çoğunluksun diye her zaman haklılığın garantisi asla yoktur. Azınlıksın diye haklısın durumu da yok diyeceksin ama, çoğunluk olunca sadece sayısal üstünsün. Ötesi asla değilsin. Diyeceksin ki"E bu kadar insan yanılıyor mu?" Neden yanılmasın sevgili pıtırcığım? İlla çoğunluk olunca haklı mı oluyorsun? En basitinden, Nikola Tesla Alternatif Akım'a kalkışınca Edison ve diğerleri, götleriyle güldüler. Ancak ortaya, şu an nimetlerini yediğimiz Alternatif Akım çıktı. Yani azınlık oldu bir başına ve kimsenin fark etmediği bir noktayı fark etti.

Al sana bir örnek daha, Aristo'dan Galile'ye kadar tüm insanlık, 2000-2200 yıl kadar insanlar cisimlerinin yere düşme süresinin ağırlıkları ile doğru orantılı olduğunu zannediyordu. Galile, bunu keşfetmek için, Pisa kulesinin tepesinden sürekli ağırlıklı birbirinden tamamen farklı olan taşlar bırakıyordu. İnsanlar onunla "Deli, salak lan bu" diye dalga malzemesi yapmışken, Galile ağırlıkları fark etmeksizin cisimlerin sürtünmesiz bir ortamda aynı anda yere düştüklerini keşfetti. 2000-2200 yıldır o döneme dek, kimsenin fark etmemiş olduğu basit bir şeyi keşfetti. Demek odur ki, bir yargıda ve bir konuda delille konuşan kimse onun safında yer al. Çoğunluk olanın safında yer alma, özellikle yanlış olduğunu bile bile yer alma. Çünkü bunu hayatının bir kısmında çoğunuz yapıyorsunuz.

7- Son olarak, kadınlar bizden üstünler. Belki kendine yediremeyeceksin ama öyleler. Çünkü onlar baştan aşağıya güzellikler. Bu laflarım heteroseksüel erkekler için geçerlidir. Az sonra yazacaklarım için bana kadın yalakası diyebilirsin. Ancak bu kadınların üstün oluşunu değiştirmez. Normalde eşitliği savunurum ama kadınlar, bizim açığımızdır. Tabir-i caizse "Bug" denilen kavramımız onlardır tam olarak. Tarihte bu kadınlar zamanında en güçlü gösterdiğiniz herifleri ipe dizmedi mi oğlum? O dönemde evlilik yokken Kanuni ne diye Hürrem ile evlendi? Tabii ki cazibesi ve kadınlığıyla. Kadınlar çok güzel ve zarifler, estetikler. Ben erkekler yerine daima kadınları yeğlerim şahsen. Tamam bazı işler erkek işi eyvallah ama kadınların el attığı birçok iş de güzel abicim. Özellikle, tarih boyunca bir kadın için savaşlar bile çıkmıştır ve doğada hayvanlar bile dişiyle çiftleşmek için erkeklerle kapışıyor. Çoğu türde, kadının varlığı bile sevişmek, seks gibi olguları çağrıştırır bizlerde. Bizde de, bir kadın için güzel bir işin olacak, şık bir araban, ya da çok entelektüel, bizim savaşımız daha çok psikolojik ve sosyolojik gerçekleşiyor. Ama yeri gelince, fiziksel şiddet de oluyor. Lisede, üniversitede 1 kadın için birbirine düşen kaç tane denyo var saysak kaç binlere çıkar. 

İşin erotik boyutuna gelirsen de, sevişme boyunca debelenen sensin. Kadın sadece yatan ve var olması genelde yeterli olan varlıktır. Erotik boyutundan ziyade, erotizme giden yol var ya, o yol fena oğlum. Sen değil misin hatun için maymunluklar yapan, yemekler ısmarlayan, içkiler ısmarlayan, şebeklikler yapan ve normalde yapmayacağın şeyi sırf 250 gramlık bir am, vajina için yapan sen değil misin lan? Sırf o spermi o bedenle, o vajinaya doldurmak uğruna onları yapan sensin. Hatta kimisi çekmediği kredi, girmediği taksit, almadığı mücevher, terk etmediği "Dost, kanka" ortamı kalmıyor lan. Hepsi bir sevişme için lan sadece, sırf bunlar bile kadının üstün olduğuna kanıttır. Kadının vajinası için, kişiliğinden kütür kütür ödünler ver. Sonra gel erkek üstün de. Kusura bakma abicim. Kadınlar üstündür bu konuda net yani, bu konuda kadının üstünlüğünü benimseyen ve kabul eden bir adamım ben. Tüm mücadelen sırf kadını yatağa atmak ve birisi bitince, bir diğerini yatağa atmak için. Ayrıca ufacık dekolteye gidip mastürbasyon yapanların ülkesi burası. 1 hafta lise ve üniversitede sap grupların sohbetlerini dinlemeniz bile yeterlidir buna ispat için. Kadın her türlü yaratılış olarak sevişmeye hazır ama erkek öyle değil. Kadının vajinasına giriş iznini alabilmek için onca yola katlanmak zorundasın. Katlanmazsan da tecavüzcü bir orospu çocuğu olursun zaten. 

Ayrıca erkekler her ne kadar baba oluyorlarsa da, kadınlar da annelerdir ve hepimizden dünyada gelmeden 7-8-9 ay artık seninkisi her ne kadarsa, bir kadının rahminde konaklayıp çıkıyorsun bu dünyaya. Hani bilmeni istedim. 

Ancak kadınlarımız ne yapıyor? Bunu kullanıp erkekleri mat etmek yerine, dandik diziler ve filmler izleyip, alışveriş manyaklıklarına kapılıp bu özelliklerini keşfedemeden ona buna malzeme oluyorlar. Erkekler gibi yönetilmesi kolay varlıkları bile yönetemiyorlar böylece. Yönetmeleri gerektiklerini anladıklarında da muhtemelen canları en az 1-2 kez yanmış oluyor.  

Bu yazının sonuçta ve son kısmını sana bırakıyorum. Dilediğin gibi doldur. Doldururken yeter ki objektif ol, öz eleştirini yap ve gerçeklerden kaçma. O kaçtığın gerçekler gün gelirse eğer, götünü öyle bir tırmalar ki, hemoroid olursun ehehe. Yazıdan bulduğum maden kömür de olabilir, elmas da bu tamamen senin elinde. Haydi eyvallah.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder