5 Mayıs 2017 Cuma

Neden Sadece Kur'an?

Selamın aleyküm gençler ve kendini genç hissedenler. 

Bu yazımda neden Kur'an'ı tercih etme rehberi sunacağım. Çünkü ben de yıllarca olmasa da aylarca bu konu üstüne kafa yordum ve bu kafa yormam 3-4 ay sürdü. İçinde "Ya Tanrı'ya inanmak istiyorum ama yok yani olmuyor." diyenlere fayda tadında ya da kafası karışıklara fikir suna adına oluşturulmuştur. Dilediğiniz gibi yazıyı paylaşabilirsiniz, sayfamın linkini vermeniz yeter.

Zira blogumu daha fazla insana ulaştırın ki, diğer yazılarıma da okusun ve "Bu çocuk doğru mu diyor?" diye sorgulasın beni ve kendini de, sonra Kur'an ile sorgulasın. 

Tek tek bu maddelerde kısaca cevaplar verip, neden bu kafalara dahil olmadığımı izah etmeye çalışacağım. 

Bu arada bu yazıyı yazarken arkada hep 90' neslinin bildiği hit bir şarkı olan Harun Kolçak - "Derdini Söyle, Derman Olayım" şarkısı var. Cuk oturdu yazının içeriğine yahu ehehe. 

1- Ateizm = Ateizm zaten başlı başına saçmalık. Zira saçmalık ancak siz olaylara yüzeysel bakarsanız sizi tatmin eder. Bu argümanların %35'ine falan "Ateist Argümanlara Yanıtlar" serisindeki 3 yazı ile yaklaşık 15-20 argümanlarına ayetlerle cevap vermiş bulunmaktayım. Şöyle düşün, sonsuz evrenler teorisi tamamen Ateizm akımı tarafından ortaya atılmıştır ve bugün birçok ateist bile bunu "Ya hacı, bunu ortaya attık ama hata ettik." minvalinde kabul etmekte.

20. yüzyılın en ateşli ateisti Antony Flew bile "Yanılmışım Tanrı Varmış" kitabında "Bulduğum 45-50 yıllık akademisyen çabam ve çalışmam, beni Tanrı'nın varlığına götürdü." demiştir.  

Nobel ödüllü olan eski ateist Fred Hoyle "Aslında, yaşamın akıl sahibi bir varlık tarafından meydana getirildiği o kadar açıktır ki, insan bu açık gerçeğin neden yaygın olarak kabul edilmediğini merak etmektedir. Bunun nedeni bilimsel değil, psikolojiktir." demiştir ve bu 2 adam daha sonra Deizm'e evrilmiştir. 

Cevaplar için ;


Kaynak = Fred Hoyle-Chandra Wickramasinghe, Evolution from Space, New York, Simon & Schuster, 1984, s: 130

2- Agnostizm = Bu kafa da değişik bir kafadır. Zira her şeye şüpheyle yaklaşmak oldukça güzeldir ve Kur'an'da defalarca "Sorgulayın, akledin" demektedir. 

Buraya kadar sıkıntı yok ama fazla şüphecilik de insanı hasta eder. Ayrıca Agnostizm kendi içinde çok tutarlı bir şey değil. Aksine samimiyetsiz ve tam politik bir tercih. Ne şiş yansın, ne kebap. Kusura bakma ama bu dünyada taraf olmayan, bertaraf olur. Bu vaad, ahiret için de geçerlidir. 

Bu yazımda da nasıl Müslüman olduğumu anlattım. Zira bu kitapta birçok gerçeklik 1400 yıldır veriliyor ve bu gerçekler günümüzle %100 uyuşuyor. %99.99 bile değil bak %100 uyuşuyor. 

İşte yukarıda linkle bağdaştırdığım "Kur'an Gerçekten Allah'ın Kitabı Mı?" adlı yazım, özellikle Ateist ve Agnostiklere hitap ediyor zaten. 

3- Deizm = Bu da tamamen Tanrı var ama tembel. Yahu, dışarıda adres sorduğun adam bile Tanrı'dan daha faydalıdır bu dünya adına. Zira koskoca Tanrı, her şeyi yaratacak ama kullarına, bu düzene hiç ama hiç dokunmayacak. Dualara asla tıpkı sevgilisine çok kızmış bir kadın edasıyla ve tribiyle cevap vermeyecek. Bu fikir Ateizm'den daha beter saçma.

Bu 3 mantık maalesef kendi içlerinde oldukça tutarsız ve samimiyetsizdir.  

Çünkü Ateizm, Tanrı olmasın da ne olursa olsun. "Bir uzaylı, bir fizikçi de olsa" razıyız demekte. Bkz ; Kerem Cankoçak. 

Çünkü Agnostizm, tam günümüz siyasetçisi mantığı gütmekte ve din düşmanlığını "Ben bilmiyorum hacı." diye politik olarak gizlemekte. Agnostiklerle konuşup sonra benim "Kur'an Gerçekten Allah'ın Kitabı Mı?" adlı yazımı atın %95 boş muhalefet yapacaktır. 

Çünkü Deizm, tamamen sorumluluktan kaçmaktır. Dinleri gerici bulmak ama mitolojik bile var olmuş Tanrı'yı kabullenerek samimiyetsizlikte master yapmaktır. Din olmadan "Ahlak" anlayışını kendi keyfine ya da topluma göre şekillendirmektir. 

Zira bu 3 kesime de "Ensest seks kötü müdür" dediğiniz anda cevapları çok net ve sert olacaktır. Ancak ensest seks'i neden kötü bulduklarına hiçbir mantıklı ve tutarlı açıklama getiremeyeceklerdir. Diyelim ki getirdiler, onu asla "Objektif" olarak temellendiremeyeceklerdir. Zira getirdikleri mantık da yine kendilerine ait yani "Subjektif" olacaktır ve bu da fazlaca değişkenlik gösterebilecektir kişiden kişiye. 

4- Gelenekçi ve Mezhepsel Mantık = Üstüne 10 cümle sarf etmek bile kelime ve cümle israfı olacaktır. Allah bir ise, bu Allah'ın "Helal ve Haram" kavramları da bir olmak zorundadır. 

"De ki: "Onların ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. O'nun elindedir göklerin ve yerin gaybı. Ne güzel görendir O, ne güzel işitendir. Onların, O'ndan başka bir dostları da yoktur. Ve O, hükmüne hiç kimseyi ortak etmez." - Kehf 26 

Oysa ki her mezhebin farklı helalleri ve farklı haramları var. Öyleyse bu din "Kur'an'ın tarif ettiği İslam" olmaktan çıkacak ve uyduruk bir İslam olacaktır. 

5- Hadissever Mantık = Hadislerin bir kere tamamen Hz. Muhammed'e ait olduğuna dair hiçbir %100 delil yoktur. En baba delilin kaynağı bile rivayettir. Çünkü bu hadisler, peygamberin ölümünden 200-220 yıl sonra hortlamıştır. 

Hadislerin içinde "Kur'an'da ne ise, onu alın." hadisi de vardır, "Peygamberin keyfine göre helal ve haram koyduğu" hadisler de vardır. Hangisini alacağız? Leblebi gibi hadis mi seçeceğiz kendimize?

Öyleyse bu hadisleri "Dini olarak reddetmek" en sağlıklısı olacaktır. Ancak tarihsel ve sosyolojik olarak o devri anlamak adına hadislere bakılabilinir elbette. Çünkü bazı ayetler de o devrin tarihini anlatmaktır ve Kur'an'ın dini hükümleri evrensel olsa da, bazı ayetler evrensel değil tarihseldir.

Ayrıca o hadisleri Kur'an'a uygun olanları zaten çok az ve onları dediğim gibi %100 Hz. Muhammed söyledi asla diyemez hiç kimse. O yüzden, ben kusursuz bir Tanrı'nın, kusursuz bir din anlayışımı ve muazzam Kur'an'ı rivayetlerle dolu, delilsiz bir "Hadis" furyasına kapılarak riske edemem. Din bu, hayatımızın her şeyi ve öbür dünyamızın tamamen bununla şekillenecek ki bu tercihin doğru bir tercih olacağını bu ayette ispatlar. 

"Resul de şöyle der: "Ey Rabbim, benim toplumum, bu Kur'an'ı terk edilmiş/dışlanmış halde tuttular." - Furkan 30 

Neden peygamberin beni ispiyonladığı bir grupta olayım ve ahiretimi tehlikeye atayım? Üstelik kaynakları da rivayet tamamen yani hiçbir garantisi de yok. Bu yüzden hadisleri "Dini açından" reddetmek ve sadece Kur'an demek en doğrusu olacaktır.

6- Cemaatsel kafa = Bu konuda sadece ayetler atacağım.

"Dinlerini parça parça edip hiziplere bölünenler var ya, senin onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi Allah’a kalmıştır. Allah onlara yapıp ettiklerini haber verecektir." - En'am 159

"Hep birlikte Allah'ın ipine yapışın, fırkalara bölünüp parçalanmayın; Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Birbirinizin düşmanı idiniz, Allah kalplerinizi uzlaştırıp kaynaştırdı da O'nun nimeti sayesinde kardeşler haline geldiniz. Ateşten bir çukurun kenarında idiniz; sizi oradan kurtardı. Allah size ayetlerini bu şekilde açıklıyor ki, doğruya ve güzele yol bulasınız. İçinizden hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren, kötülük ve çirkinlik belirlenenden sakındıran bir topluluk olsun. Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır. Kendilerine açık-seçik kanıtlar geldikten sonra, çekişmeye girip fırkalar halinde parçalananlar gibi olmayın. Böyle olanlar için çok büyük bir azap vardır." - Ali İmran 103, 104 ve 105 

"Fakat onlar işlerini aralarında parçalayıp çeşitli zübürlere/kutsallaştırmış hizip kitaplarına ayırdılar. Her hizip, yalnız kendi yanındakiyle sevinip övünmektedir." - Mü'minun 53 


"Onlardan ki, dinlerini parçalayıp hizipler/fırkalar haline geldiler. Her hizip kendi elindekiyle sevinip övünür." - Rum 32 

Bu kadar ayet yeterli sanırım. 

Hangi açıdan bakarsak bakalım. Hepsinin mutlaka kendi içinde bir tutarsızlığı mevcut. 

Bunu okuyan dostum, sana sesleniyorum!

1- Ateist olma, zira ateizm psikolojiktir. Kur'an'ı bütünsel okursan zaten ateizm imkansızlaşacak. 

2- Agnostik olma, şüphe et elbette ama Tanrı'ya Marx veya Nietszche gibi 3-5 gözlemsel izah getirme. Zira, din dediğin şey dünyada o işe insanların kullanım amaçları doğrultusunda yarar. Kendi kendine din asla kimseye bir zarar vermez. O din ile şekillenen insan zararlıdır ve bundan din değil, o kişi mesuldur. Zira bu kavram subjektiftir. Oysa din tamamen objektiftir.

3- Deist olma, zira Tanrı inancını din olmadan, ahlak anlayışını da keza din olmadan asla temellendiremez ve mantıklı bir izah yapamazsın. Sen kendini kandırmaya razıysan, bak onu bilemem. 

Ahlak anlayışını Agnostikler ve Ateistlerde ancak keyiflerine göre temellendirirler bu da subjektif yani yanlış bir temeldir. Kum zemine bina dikmekle eşdeğerdir. Bu ayetler zaten bu 3 kesimin yanlışlını açıkça vurgular ;

"İğreti arzusunu ilah edinen kişiyi gördün mü? Şimdi ona sen mi vekil olacaksın?" - Furkan 43


"Kendisinin ilahı olarak kendi duygu ve arzusunu almış kişiyi gördün mü? Allah onu bir ilim üzerine saptırmış, kulağı ve kalbi üzerine mühür basmış, gözünün üstüne de bir perde çekmiştir. Allah'tan sonra ona kim kılavuzluk edecektir. Hâlâ düşünüp ibret almıyor musunuz?" - Casiye 23

4- Gelenkeçi ve Mezhepsel olma, zira Suudi Arabistan'ın halini görüyoruz. Bak şimdi bu fotoya ;




Bak, umre turu düzenleyen bir firma Kabe'nin etrafındaki bütün otelleri yazmışlar ve Kabe manzaralı, Kabe'ye yakın diye bu oteller dünyanın parası. Geleneksel kafa bu işte. Onlar Allah'a değil, paraya kul. İbadeti bile paraya satıyorlar. Bu yüzden Hacc olayına pek sıcak bakmıyorum. Umre olayı eğer olursa zaten ancak o olur. Zira bu Geleneksel kapitalist düzene karşıyım ben. Peygamber zamanında böyle miydi zannediyorsunuz?

Bunlar ya paraya kul, ya dergahlarındaki dervişlere ve evliyalara kul, Allah'dan istemek yerine gider Oruç Babalara adak adarlar, ya hocalarına, ya hacılarına, ya gavslarına, ya Mahmud diye görünenlere, ya Azraili kovanlara, ya sahte Mesih, sahte Resullere, sahte Mehdilere itaat ederler, ya şeyhlerine kullar ki şeyhler iddialarına göre onlara şefaat edecek halbuki o gün şefaat yalnızca Allah'a ait olacağı ayette açıkça yazdığı halde.

"Ve korkun o günden ki, hiç bir benlik bir başka benliğin herhangi bir şeyi için karşılık ödemez; hiç bir benlikten şefaat kabul edilmez, hiç bir benlikten fidye alınmaz. Ve onlara yardım da edilmez." - Bakara 48

"Kimsenin kimse yerine bir şey ödemeyeceği, kimseden fidye kabul edilmeyeceği, şefaatin hiç kimseye yarar sağlamayacağı ve onların hiç bir yardım göremeyecekleri o günden korkun." - Bakara 123


"De ki: "Şefaat, tümden ve sadece Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü/yönetimi O'nundur. Sonunda O'na döndürüleceksiniz." - Zümer 44

5- Hadissever kafadan olma. Zira bu kafanla hem peygambere, hem Allah'a iftiralar ediyorsun ve dahası ateistler senin mantığını görüp dine gelecekken, sayende ve cahilce insanları dinden soğutuyorsun. Bu ayetlerde de yüce Allah senini durumunu özletiyor. 

"Onların Allah dışında dua ettiklerine/çağrıda bulunduklarına sövmeyin. Yoksa onlar da düşmanlıkla ve bilgisizce Allah'a söverler. Biz her ümmete yaptığı işi bu şekilde süslü gösterdik. Sonra hepsinin dönüşü Rablerinedir. O, onlara, yapmakta olduklarını haber verecektir." - En'am 108 

6- Cemaatsel kafaya hiç girmeye gerek yok yukarıda ayetlerle zaten cevap inanılmaz derece açık ve net. FETÖ örneğini 15 Temmuz'da gördün işte. Bu kafa bitmezse ileride yarın İsmail Ağa gelir, ertesi gün Menzil darbe yapar ve bu böyle gider. 

Bu yüzden sadece Kur'an dedim ve başkalarına tebliğden önce, evvela gerçeği kendim kabullendim ve gayem Mü'min olarak can verebilmek. Tıpkı bu ayette senin de yapman gerektiği gibi ; 

"Her biri için onu önünden ve arkasından izleyen gözcüler vardır ki, kendisini Allah'ın emrine bağlı olarak koruyup denetlerler. Gerçek şu ki Allah, bir toplumun mâruz kaldığı şeyleri, onlar, birey olarak içlerindekini/birey olarak kendilerine ilişkin olanı değiştirmedikçe, değiştirmez. Allah bir topluma bir perişanlık dileyince de artık onu geri çevirecek bir güç yoktur. Ve onlar için Allah'ın berisinden koruyucu bir dost da olamaz." - Ra'd 11

Çünkü Hz. İbrahim de, Hz. Yunus da, Hz. Musa da, Hz. Lut da, Hz. Nuh da, Hz. Muhammed'de ve Kur'an'da zikredilen bütün peygamberler öyleydi.

Hz. Musa adam öldürdü yanlışlıkla ama tevbe etti ve kendisini değiştirdi.

Hz. Yunus, kibre düştü ve balığın karnındayken "Samimi tevbe" etti ve tevbesi kabul oldu, sonra kendini tamamen değiştirdi.

Hz. İbrahim, evvela Güneşi, Yıldızları, Ayı Allah sandı ama sonra olmadığını anladı ve tevbe etti, sonra ise Allah'a aklıyla ulaştı ve kendisini değiştirdi. 

Hz. Lut, önce İbrahim'e inanmadı ama sonra İbrahim'in yanmadığını görünce onun dinine yani İslam'a iman etti, kendisini değiştirdi.

Hz. Muhammed, vahiy gelince çok korktu ve cinlendiğini zannetti. İçine kapandı, saklanmaya çalıştı ama ona vahiy geldi ;

"Ey giysisine bürünüp kenara çekilen! Kalk da uyar! Rabbinin yüceliğini duyur! Temizle giysilerini! Uzaklaştır kendinden pisliği! Çok bularak başa kakma yaptığın iyiliği! Ve yalnız Rabbin için dayanıklı kıl benliği!"- Müddessir 1, 2, 3, 4, 5, 6 ve 7 

Bu yazıdan sonra otur Kur'an oku ve bu yazdıklarıma üstüne düşün, öz eleştirini yap zira zamanın telafisi yok. Ben de hata yapabilirim ama Kur'an yani Allah asla hata yapmaz. 

Haydi eyvallah. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder