3 Şubat 2017 Cuma

Risale-i Nur ve Tasavvuf Tehlikeleri 2

Evet tekrardan merhaba. Arayı soğutmadan, dur durak bilmeden devam ediyorum! Sen de çay, kahve tazele çık biraz hava al ve okuduklarımı düşün, sonra buna başla. Zaten bu daha kısa sürecek.


İlk yazdı anlatmıştım detaylıca Mesnevi'ye Romalı Celaleddin'in nasıl Kur'an manası yüklediğini ve vahiy alıyorum dediğini. Şimdi de bunun detaylısını Risale için yapacağım. 
Said-i Nursi, kendisini yukarıda Allame-i Cihan ilan etmişti ya hani unutanlara tekrar koyuyorum. 

"Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve hakaik-ı eşyaya ve esrar-ı kâinata ve hikmet-i İlâhiyeye vâris kılınmıştır ki, şimdiye kadar böyle mazhariyet-i ulyâya kimse nail olmamıştır." (9)

Şimdi Risale'sine nasıl "Kur'an" dediğini göreceksiniz tıpkı Mesnevi'ye yüklenen anlamlar gibi, çok benzerlikler içermektedir. 

"Resailin Nur dahi ne şarkın malûmatından, ulûmundan ve ne de garbın felsefe ve fünunundan gelmiş bir mal ve onlardan iktibas edilmiş bir nur değildir. Belki semavî olan Kur'an'ın, şark ve garbın fevkindeki yüksek mertebe-i arşîsinden iktibas edilmiştir." (16)

Kur'an bile "Semavi" yani gökten inme olabilirmiş. Kur'an'dan bile büyükmüş Risaleler bak sen hele! Risaleciler bunu, orada "Mecaz" var efenim, bizim büyükbaş Said-i Nursi öyle demek istemedi diye savunurlar. Tasavvuf savunmasının birebir aynısı! Oh ulan ne güzel. Ben de herkesin annesine söveyim, sonra "Mecaz bu kardeş." diyeyim bak bakalım yediğin dayaktan kurtaracak mı seni? Risale Kur'an'dan büyüktür der apaçık hiç lami cimi etmeyin.  
"Risale-i Nur müminlere şifa ve rahmettir." (17)

Ayet Mesnevi'de olduğu gibi birebir kopyalanmış ve Risale'ye yüklenmiştir, çok net.

"Kuran'ı, inananlar için bir şifa ve rahmet olarak indirdik." - İsra 82

Hem Kur'an''dan araklıyorlar, hem de Kur'an'dan aynı ayeti kendilerine yüklüyorlar, ikisi de bunun "Bir rüya, bir şizofrenlik ya da bir uydurma" olmadığını vahiy aldıklarını söylüyorlar. Adları farklı yalnızca, birisi Mesnevi, diğeri Risale-i Nur külliyatları. Devam ediyorum.

"EY RİSALE-İ NUR! (...) Sen, "Ben, Rabbânî ve Kur'anîyim. Öyle kuru kavak değilim. Şevkli ve şa’şaalı ve nûrâniyim. Bir Hayy-ı Lâyemût’un eserinden fışkıran, lâyemût san'atlı ve kerâmetli bir nurum. Cansızlara can ve canlılara taze can üflüyorum. Bin, dertlere derman ve âlemlere rahmet-i Rahmânım. İnat ve ısrarı bırak. Beni oku ve beni dinle. Karanlığa ve hiçe giden, hesapsız ve hedefsiz yolundan seni kurtarıp, kokocaman bir saadet ve sermediyet âlemi kazandırayım." diye nidâ ediyorsun." (18)

Allah, Said-i'ye cenneti kazandırmak için yırtınıyormuş. Oldu olacak ayaklarına kapansaydı ya tövbe haşa! Bu ne sapıklıktır abicim ya, hurafede harbiden son nokta!

"o semavî bürhan-ı kudsînin yerde bir bürhanı Resâil-in-Nur’dur" (19)

3-C sınıfından Said-i'ye fantastik eseri için teşekkür ediyoruz. Ne yapacaksın, ancak dalga geçeceksin.

"Nur Risaleleri de 23 senede tamamlandı." (20)

Kur'an alarmı! Yine Kur'an vasfının yüklenmesi, Risaleci kardeşlere yani Hayal Hanesinde, Sözler Köşkünde ve Çay House'da ki tiplere sorsanız onlar buna da mecaz derler, sonra gel de samimiyetlerine inan. İkiyüzlüsünüz ve siz de bunu biliyor ve milletten saklıyorsunuz tıpkı Ali İmran suresinin bu ayeti gibi ;

"Onlardan bir zümre vardır, aslında Kitap'tan olmayan bir şeyi siz Kitap'tan sanasınız diye, dillerini Kitap'la eğip bükerler. O, Allah katında olmadığı halde, "Bu, Allah katındandır." derler. Bilip durdukları halde, Allah hakkında yalan söylerler." - Ali İmran 78

Kur'an'da rivayetlere göre 23 senede tamamlanmıştır bu konuda net bir delil yoktur ama niyet iğrenç. Çünkü Kur'an'da 20 senede indiğine net bir delil olsa, Said-i Nursi denen sapık herif 20 senede tamamlandı yazacaktı! Vallahi yazardı, çünkü bunlar "Dini" rant ve dünyalık geçim kapısı, şöhret kapısı, ün kapısı, ilgi kapısı, mevki kapısı için kullanırlar. 

"ve lâ ratbin ve lâ yâbisin illâ fî kitâbin mubînin" sırrıyla, Kur'anda elbette bu istikametli tefsirinin istikametine işaret var. Evet var. Kur'an o tefsirine hususî bakıyor." (21)

Nur suresi 35. ayeti işaret ediyor, bakalım ayette yüce Allah ne buyurmakta ;

"Allah, göklerin ve yerin Nur'udur. O'nun nurunun örneği, içinde çerağ bulunan bir kandile benzer. Kandil, bir sırça içerisindedir. Sırça, inciden bir yıldız gibidir ki, doğuya da batıya da nispeti olmayan bereketli bir zeytin ağacından yakılır. Bu ağacın yağı, neredeyse ateş dokunmasa bile ışık saçar. Nur üzerine nurdur o. Allah, dilediğini kendi nuruna kılavuzlar. Allah, insanlara örnekler verir. Allah her şeyi bilmektedir. - Nur 35


"Nur üzerine nurdur o. Allah, dilediğini kendi nuruna kılavuzlar." İşte Said-i Nursi'yi bu ayet dehşet şekilde etkiliyor ve sonra kısa bir sürede paşamız birden bize peygamberden de büyük bir zat, veli kesiliyor. Adı bile "Risale-i Nur" sırf buradan bile nemalanmak için surenin adını koymuş! Bu ayet onları işaret ediyormuş. 

"İslâmiyet güneşinin doğuşundan tam öndört asır sonra, senin gibi ulvî ve İlâhî ve arşî bir nurun tekrar ve yeniden, bahusus bu son asırda, hem Türk elinde ve hem de Türk dilinde doğması, acaba kimin hatır ve hayalinden geçerdi? Bu ne büyük bir ni’met bizlere ve bu asır halkı için ne bahtiyarlık Yârabbi! Türkçemiz seninle iftihar edip dolmakta, kabarıp şişmekte ve her lisan üstüne bağdaş kurup oturmaktadır." (22)

Düpedüz Kur'an'ı kullanarak Risaleleri kutsallaştırmak değil midir? Bu iddia yeni bir din, yeni bir ilahi kitap ve yeni bir peygamber demek değil midir? Bu İslam’a göre küfür değil midir? Bal gibi de öyledir! Adamın bir tek Allah'lığını ilan etmediği kaldı, az daha yürek yese onu da yaparmış. 

Devam ediyoruz sabırlı ol, az kaldı. 

"Kur’an’ın gizli hakikatleri Risale-i Nur ile birlikte bize iniyor!!" (23)

Bire bir Kur'ana zıttır, zira Kur'an'ın kendisi eksiksiz bir kitaptır. 

"Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı, iki kanadıyla uçan hiçbir kuş istisna olmamak üzere hepsi sizin gibi ümmetlerdir. Biz bu Kitap'ta, herhangi bir şeyi ne eksik bıraktık ne fazla yaptık. Onlar, sonunda Rableri önünde haşredilirler." - En'am 38

"Yemin olsun, biz bu Kur'an'da, insanlar için her benzetmeden nice örnekler sıraladık. Ama insanların çoğu inkâr ve nankörlükten başka bir şeyde diretmediler." - İsra 89 

"Resailin Nur denilen otuz üç aded Söz ve otuz üç aded Mektub ve otuz bir aded Lem'alar, bu zamanda, Kitabı Mübin'deki âyetlerin âyetleridir." (24)

"Risale-i Nur, yüze yakın din tılsımlarını ve hakâik-ı Kur'aniyenin muammalarını keşfetmiştir ki; her bir tılsımın bilinmemesinden çok insanlar şübehata ve şükûke düşüp, tereddüdlerden kurtulmayıp, bazan îmanını kaybederdi. Şimdi, bütün denizler toplansalar, o tılsımların keşfinden sonra galebe edemezler." (25)

Bu da Risale'ye yine Kur'an ayetinin kopyala yapıştır yapılmasıdır. 

"De ki: "Yemin olsun, eğer insanlar ve cinler şu Kur'an'ın bir benzerini getirmek üzere bir araya toplansalar, birbirlerine de destek olsalar, onun bir benzerini yine de ortaya getiremezler." - İsra 88 

"Mübarek Sözler şübhesiz Kitabı Mübin'in nurlu lemeatıdır. İçinde izaha muhtaç yerler eksik olmamakla beraber küll halinde kusursuz ve noksansızdır." (26)

"Kimin haddi var ki, risâlelerin birisine el uzatsın veyahut bir sahifesine dil uzatsın, veyahut bir cümlesini tenkid etsin, veyahut bir kelimesine, hatta bir harfine ve belki bir noktasına itirazda bulunsun." (27)

Az evvel aykırı geldiği Enam 38 ayetini, bu kez Risale'sine yüklüyor Said kardeşimiz. 

"Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı, iki kanadıyla uçan hiçbir kuş istisna olmamak üzere hepsi sizin gibi ümmetlerdir. Biz bu Kitap'ta, herhangi bir şeyi ne eksik bıraktık ne fazla yaptık. Onlar, sonunda Rableri önünde haşredilirler." - En'am 38

Risale-i Nur, yer yüzünde emsaline rastlanmıyan ve bundan sonra dahi rastlanmasına imkân olmıyan bir derya-yı îmân ve bir tevhid hazinesidir." (28)

Yine noksansızlığın Kur'an'dan alınıp Risale'ye yüklenmesi.

"De ki: "Yemin olsun, eğer insanlar ve cinler şu Kur'an'ın bir benzerini getirmek üzere bir araya toplansalar, birbirlerine de destek olsalar, onun bir benzerini yine de ortaya getiremezler." - İsra 88 

"Risale-i Nur bu asırda, bu tarihte bir “urvet-ül vüska”dır. Yani çok sağlam, kopmaz bir zincir ve bir “hablullah” yani Allah’ın ipidir." (29)

"Buna rağmen bizzat Kur’an-ı Kerim, Risaletu’n-Nur’un çok muhkem, kopmaz bir zincir ve bir "Hablullah" olduğunu “Ona (Nur Risaleleri’ne) elini atıp yapışanın necat bulacağını" mana-yı remziyle haber verir." (30)

Yine Kur'an ayetinin birebir kopyalanması, Said çok kopya çekmişsin evladım...

"Hep birlikte Allah'ın ipine yapışın, fırkalara bölünüp parçalanmayın; Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Birbirinizin düşmanı idiniz, Allah kalplerinizi uzlaştırıp kaynaştırdı da O'nun nimeti sayesinde kardeşler haline geldiniz. Ateşten bir çukurun kenarında idiniz; sizi oradan kurtardı. Allah size ayetlerini bu şekilde açıklıyor ki, doğruya ve güzele yol bulasınız." - Ali İmran 103 

"Risale-i Nur'un menşur-u hakikatında tam tecelli ettiğinden, hem bir kitab-ı şeriat, hem bir kitab-ı dua, hem bir kitab-ı hikmet, hem bir kitab-ı ubudiyet, hem bir kitab-ı emr-ü davet, hem bir kitab-ı zikir, hem bir kitab-ı fikir, hem bir kitab-ı hakikat, hem bir kitab-ı tasavvuf, hem bir kitab-ı mantık, hem bir kitab-ı İlmi Kelâm, hem bir kitab-ı İlmi İlahiyat, hem bir kitabı teşviki san'at, hem bir kitabı belâgat, hem bir kitabı isbat-ı vahdaniyet; muarızlarına bir kitab-ı ilzam ve iskâttır" (31)

Tüh, Allah keşke önce Kur'an'ı indirdi ama, yok yokmuş bu kitapta baksana(!)

"De ki: "Bir düşünün bakalım! Allah'ın azabı yakanıza yapışsa yahut o saat gelip çatsa, Allah'tan başkasına mı yakarırsınız? Doğru sözlü iseniz söyleyin!" Hayır, yalnız O'na yakarırsınız da O dilerse yakındığınız belayı uzaklaştırır. Ve siz, ortak koştuklarınızı unutuverirsiniz." - En'am 40 ve 41.

"O halde, Allah'ın yanında bir başka ilaha daha yalvarma/davet etme. Yoksa azaba uğratılanlardan olursun." - Şuara 213 

"Bu acip ve dehşetli ve hiç misli görülmemiş devirde, hususan ehl-i imanın çok sarsıntılar geçirdiği ve çok dehşetli düşmanlar karşısında bulunduğu ve küfr-ü mutlak ateşinin mahallemizi sardığı bir zamanda, ancak ve ancak, güvenimizin en müstahkem, kavî, yıkılmaz, sarsılmaz tahkimatı olan Risale-i Nur'un nurânî siperlerine iltica etmekle ve onun daire-i kudsiyesine dehalet etmekle kurtulacak ve imanınızı kurtararak, idam-ı ebedî zannettiğiniz ölümü bir hayat-ı bâkiyeye tebdil edeceksiniz" (32)

"Evet bu asırdaki insanları saadete kavuşturacak eser ancak Risale-i Nur’dur. Bu hüküm Nur Risalelerini okuyanların kat'i bir hükmüdür. (...) Nasıl Kur'an-ı Kerim’e sarılanların dünya ve âhiretleri mamur olursa; O’nun parlak ve yüksek bir tefsiri olan Risale-i Nur’u okuyup amel edenler de hakiki saadete erişeceklerdir." (33)

"Risale-i Nur dâiresi içine girenler, tehlikede olan îmanlarını kurtarıyorlar ve îmanla kabre giriyorlar ve Cennete gidecekler." diye müjde verirler." (34)

Risale ehli, cennet ehliymiş. Kur'an da yüce olan ve kainatın eşsiz efendisi olan Allah ne diyor bir de ona bakalım yine.

"Yalan düzerek Allah'a iftira eden yahut O'nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kim vardır? İşte bunların Kitap'tan nasipleri kendilerine ulaşır, nihayet elçilerimiz onlara gelip canlarını alırken şöyle derler: "Allah'ın berisinden yakardıklarınız nerede?" Şu cevabı verirler: "Bizden uzaklaşıp kayboldular." Böylece, öz benlikleri aleyhine kendilerinin kâfir olduğuna tanıklık ettiler." - A'raf 37

"Her ihtimal var ki; mübarek soba, benim teessüratımı ve tazarruatımı dinliyen tek ve menfaatli arkadaşım bana haber veriyor ki: "Bu zindan ve hapishaneden gideceksin, bana ihtiyaç kalmadı..." (35)

Said-i Nursi sobadan haber almış. Al sobadan haberi ehehe. İşin hastalık boyutu, bu Sözler Köşkü, Hayal Hanem bu Risalenin olumlu kısımlarını alarak gençlere Risale'de aşılıyorlar. Risale konusunda merak uyandırıyorlar. Çoğu videolarında ayetlerle beraber, hadis ve Risale mektubatlardan bol bol alıntılar yapmaktan kaçınmıyorlar. Çünkü böyle yaparlarsa tepki çekeceklerini bal gibi biliyorlar ;


Bunlar ise Risale'yi Kur'an yerine koyuyorlar bildiğin apaçık! Diğerleri daha çakal alttan alttan vuruyorlar 2 taraf da aynı yolun yolcusu. Birisi daha açık sözlü sadece o kadar. Her neyse, sonuç olarak Risale'de, Mesnevi gibi muazzam bir "Şirk tehlikesidir". Ayrıca mezar başında Kur'an okunması da yanlıştır. Ölen kişiye "Allah rahmet eylesin" dersin ve cenaze namazını kıldırırsın bu kadar.

Artık onun hesabı ve amel defteri kapanmıştır, onun için "Game over" olmuştur artık. O yüzden bu hurafelere asla kanmayın. Benden bu kadar, otur, düşün, Kur'an'ı anlayarak, aklederek ve sorgulayarak oku. Bilinçi bir müslüman ol ve daima Mü'min olmaya çabala. Bu yazıyı Allah rızası için yazdım. 

Yalvarırım bu 2 yazıyı da paylaşın gözünüzü seveyim. Bilinçliyseniz bilinçlendirirn, bilinçlenmediyseniz eğer akledin ve kendinizle yüzleşin. Çünkü gerçeğin en zoru kendine kabul ettirmektir, zordur ama bu yolu aşarsanız o zaman Kur'an'ın Müslümanı olursunuz sadece. Ahiret mutluluğuna işte o zaman çabanız ve Allah'ın günahlarınız karşısında muazzam merhameti karşısında inşallah ereceksiniz.

Linkleriyle bu yazımı paylaşabilir, eşinize ve dostunuza okutabilirsiniz rahatlıkla. 3 günlük, çok ciddi saatler süren bir emek içermektedir çünkü bu yazı. Mesela bugün en az 6 saatimi bu yazıya vermişimdir sadece sırf 5-10 kişi de olsa bilinçlensin ve onlara vesile olayım diye, sadece Allah rızası amaçlanarak hem de! Yalnızca Allah senin Tanrın bunu sakın unutma! 

Haydi eyvallah.

KAYNAKÇA ;

1- Mektubat, 28. Mektup, 2006, s: 637.
2- Mektubat, 28. Mektup, 2006, s: 640.
3- Mevlana, Mesnevi, cilt 1 önsöz. Milliği Eğitim Basımevi, ikinci basım, 1953.
4- Mevlana, Mesnevi, cilt 1 önsöz. Timaş yayınevi, 2007.
5- Mevlana, Mesnevi, cilt 4, 1852-1854. beyitler. Milliği Eğitim Basımevi, ikinci basım, 1953.
6- Mevlana, Mesnevi, cilt 1 önsöz. Timaş yayınevi, 2007.
7- Sikke-i Tasdik-i Gaybî – s: 2083.
8- Sekizinci Lem'a, Sikke-i Tasdik-i Gaybî Sözler yayınevi. s: 120-121 ya da Sikke-i Tasdik-i Gaybî, s: 179, Tenvir Neşriyat yayın evi.
9- Şuâlar, Onbeşinci Şua, s: 542.
10- Tanrı'nın Doğum Günü s: 69 ve 70.
11- Mevlana, Fihi Ma Fih, 51. Bölüm.
12- Hallac-ı Mansur, Tavasin, s: 32. Yaba Yayınları, 3. Basım.
13- Hallac-ı Mansur, Tavasin, s: 39. Yaba Yayınları, 3. Basım.
14- Hallac-ı Mansur, Tavasin, s: 43. Yaba Yayınları, 3. Basım.
15- Hallac-ı Mansur, Tavasin, s: 43. Yaba Yayınları, 3. Basım.
16- Şualar, Birinci Şua, cilt 1, s: 833. 
17- Sikke-i Tasdîk-ı Gaybî, s: 92. 
18- Zülfikar Mecmuası, s: 436.
19- Sikke-i Tasdîk-ı Gaybî s: 89 ve 90.
20- Sözler, s: 645 ve 646.
21- Sikke-i Tasdîk-ı Gaybî, s: 199.
22- Zülfikar Mecmuası, s: 433.
23- Şualar, Birinci Şua, 24. Ayet.
24- Şualar, Birinci Şua, Yirmi ikinci Ayet ve Ayetler, cilt 1 s: 841.
25- Kastamonu Lâhikası, s: 231, Yirmiyedinci Mektub.
26- Barla Lahikası, Yirmi Yedinci Mektub ve Zeyilleri, cilt 2.
27- Barla Lahikası, s: 194.
28- Rehberler, s: 194, Hanımlar Rehberi.
29- Şualar, On Birinci Şua, cilt 1, s: 985.
30- Âsâ-yı Mûsa, s: 82.
31- Emirdağ Lahikası 1, cilt 2, s: 1719.
32- Emirdağ Lâhikası 1, Mektup No: 81, cilt 2, s: 1733.
33- Rehberler, s: 134, Gençlik Rehberi.
34- Tarihçe-i Hayat, Dördüncü Kısım - Kastamonu Hayatı, s: 277.
35- Şuâlar, s: 361 ve 362, Ondördüncü Şua.

4 yorum:

  1. Şahane bir seri... Gecmisinda evliya Enbiya denilerek yetişmiş biri olarak bunların yanlışlığını çok çok geç farkettim. Hatta farketmemin de çok ilgini cekecek bir hikayesi var bir gün nasip olsa da anlatsam. Neyse ki bu evliyaları hep anıyoruz da kim bunlar ne yazmışlar diye okumaya Mesnevi'den başladım. Mantık hatalarını gördükce araştırdım daha çok sacmalikla karşılaştım. Allah'ı tehdit edenler yüzümü gören Allah'ı gördü gibidir diyenler evren onun için yaratılmış olan şeyhler... İslami yoketme planı çok yolunda gitmiş ve yüzyıllardır da devam ediyor. Evliya anlayışından uzaklasmam gerekiyordu uzaklaştım. Ve ilginçtir Kuran'ı tüm bu kitaplardan sonra okumusumdur... Öyle bir bilinç ki Kuran'ı biz zaten anlayamayiz e Türkçe okumak da yasak e bu adamlar anlatmış işte diyerek bu adamları okuyoruz...

    YanıtlaSil
  2. Estağfurullah sadece bildiklerimi aktardım ve hilelerini, laf oyunlarını ifşa ettim o kadar. Kur'an tek başına her şeye yeter zaten. Övgüler için çok teşekkür ederim. Eyvallah. Selam ve sevgiler.. :)

    YanıtlaSil
  3. İnb-ul Arabi yani muhyiddin Arabi diyor ki " bizden olmayan bizim eserlerimizi okumasın ".

    Aslında muhyiddin Arabi mealen diyor ki ; Kur anı bile yüzünden okuyamayan , fıkıh siyer kelam bilmeyen ve bizim meşrebimize gore yaşayamayan bizi ANLAMAZ.
    Bizi anlayamadığı için de sapkın görür diyor.
    Muhyiddin Arabi çağlar otesinden kit fikirlilere gereken cevabı vermiş...

    Anlayana....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizden olmamayı yeğlerim, mahşerde görüşürüz.

      Sil