15 Ocak 2017 Pazar

Müslümanlar Neden Böyle?

Selamın aleyküm. Gezinirken internette güzel bir videoya denk geldim kısa ve netti. O ayetleri daha iyi görmeme yardımcı oldu ve bunun üstüne 2 çift laf edeyim dedim.

Neden böyle üstümüzde "Bela" var biliyor musun? Ben biliyordum da, bu ayetlerle daha iyi anladım. Sen de anla. Anlamazsan bir daha oku. Cevap En'am suresindedir güzel kardeşim benim. Aç, sadece o sureyi aklederek 1 saatini ayırıp oku. İnan bakış açın değişecek. Sen de oku ateist kardeşim, sen de müslüman kardeşim. Ateistleri dine kazandırlaım diyoruz da, biz daha çok "Müslümanım" diye geçinenleri dine davet etmekle meşgulüz...

"De ki: "Size üstünüzden ya da ayaklarınızın altından azap gönderme ya da sizi birbirinize düşürüp paramparça bir toplum haline getirme gücü yalnızca O'nundur. Bak, iyice kavrasınlar diye mesajlarımızı nasıl çok boyutlu dile getiriyoruz? O, hak olduğu halde senin toplumun onu yalanladı. De ki: "Ben size vekil değilim." Her haberin gerçekleşeceği bir zaman/mekân vardır. Yakında bileceksiniz." - En'am 65, 66 ve 67


Yüce Allah burada diyor ki, siz böyle gidişe çok büyük bir bela hak edeceksiniz. Müslümanı, müslümana kırdıracağım ki bu benim için öyle kolaydır ki. Bunu da şu ayetlerden anlıyoruz ;

"Bir ölü iken kendisine hayat verdiğimiz, insanlar içinde yürümesi için kendisine bir ışık tuttuğumuz kişinin durumu, karanlıklar içinde kalmış, bir türlü ondan çıkamayan kişininki gibi olur mu? İşte böyle! Küfre sapanlara, yapmakta oldukları süslü-püslü gösterilmiştir. Ve böylece her ülkede, entrika ve hile düzenini kuran düzenbaz suçluları oranın el üstünde tutulan kimseleri yaparız: Fakat çevirdikleri entrikalar yalnız kendi aleyhlerine olur da, onu dahi anlamazlar. Onlara bir ayet geldiğinde şöyle demişlerdi: "Allah resullerine verilenin tıpkısı bize de verilmedikçe asla inanmayacağız." Allah resullük görevini nereye vereceğini daha iyi bilir. Suç işleyenlere, oynadıkları oyunlar yüzünden Allah katında bir küçüklük ve şiddetli bir azap öngörülmüştür. Allah, iyiye ve güzele götürmek istediğinin göğsünü İslam'a açar. Saptırmak dilediğinin de göğsünü öylesine daraltıp tıkar ki, o, göğe yükseliyormuş gibi olur. Allah, iman etmeyenler üzerine pisliği işte böyle atıverir. Rabbinin yolu işte budur; dosdoğru, kıvamında... Biz öğüt alan bir topluluğa ayetleri ayrıntılı bir biçimde açıkladık. Rableri katındaki huzur ve esenlik yurdu onlarındır. İşler oldukları ameller yüzünden O, onların Velî'si oluvermiştir. Gün olur şöyle diyerek onları huzurunda toplar: "Ey cinler/görünmez varlıklar topluluğu! Şu insanlara gerçekten çok ettiniz/insanların birçoğuna göz diktiniz." Onların insanlardan olan dostları şöyle derler: "Rabbimiz, kimimiz kimimizden yararlanmıştı. Bizim için belirlediğin sürenin sonuna geldik." Buyurur ki: "Barınağınız ateştir. Dilediğim zamanlar hariç orada süreklisiniz." Senin Rabbin Hakîm'dir, Alîm'dir. Ve işte Biz, işledikleri yüzünden zalimleri birbirine böyle musallat ederiz." - En'am 122, 123, 124, 156, 126, 127 128 ve 129 

Bilhassa 123. ayet bana göre Tayyip Erdoğan'ı ve onun iktidarlığını enfes ifade ediyor. Adam geldi, biten terör hortladı ve toplum resmen bölündü günümüzde "Başkanlığa Evet ve Hayır" diye bölündük. Ben hayırcıyım. Peygamberlerin hiçbirisi asla "Tek Adam" olmamıştır ve ben seçilmiş elçiyim diye kibre kapılmamıştır ki peygamberlerin bile hata yaptığını anlıyoruz Kur'an'dan. Müslüman da olmasa (!) ilahlığını falan ilan edecek herhalde bu kibir oraya kadar gider, kibir de değil gerçi Narsizm. Adam hem Müslüman, ama öylesine kin ve nefret saçıyor ki. Tükürüğü bile kinden yapılmış adeta. 

Hatırlatayım, Firavun'da böyle lüks ve saltanat içindeydi, Karun da ve servetleri hesaplanamıyordu günümüz iktidarının oğullarının bil servetini hesaplayamıyoruz gelin anlayın. Neyse daha fazla yazınca hapse atıyorlar. Derdim siyaset yapmak da değil, siyaseti 15 saat konuşuruz ama iktidarı ve gücü olan, her türlü yapacağını yapıyor ve peşinden ciddi bir "Sürü" gidiyor. Firavun da kibirliydi, beyimiz de kibirli. Malum, çobanlık zor iş vesselam. Tam bir sanat işi adeta. 

Bizim elin çobanıyla oyumuz denk değil bir kere ehehe. Bu espriyi anlamayan ve bu inceyi anlamayan benim "Küçümsediğimi" zannedecek ve bana muhtemelen oradan vurmaya kalkışacak bunu da biliyorum.

Mesajı alan alsın, almayan da aşağısını okumasın zaten. Kimseden korktuğum yok ama edeplice eleştirsen bile hapis yiyorsun. Neyse konuya dönelim. Bugün IŞID'da "Allah-u Ekber" diyor, IŞID'in öldürdüğü de. En'am suresinin 65, 66 ve 67. Ayetlerine işte günümüzle böyle enfes örtüşür. 

Eğer sen dini Allah'a özgülemezsen, peygamberler arası ralli yarışı gibi "En büyük Peygamber, bizim peygamber" dersen, peygamberini ilah edinirsen, Kur'an'da olmayan "Teravih Namazını, Kandilleri" baş tacı yapıp. Kur'an da defalarca olan "İhtiyacın kadarını al, malını daima önce ailenle, sonra yakın akrabanla, sonra da yetim, yoksul ve muhtaç olanla paylaş" emirlerini uygulamazsan, "Kadınına gereken değeri" vermezsen, oğlunu ve kızını Kur'an'la alakası olmayan yurtlara, ensarlara teslim edersen, şeyhlerden, Cübbeli Ahmet'lerden, Nureddin Yıldız'lardan dini dinlersen, Mevlana'lardan, türbelerden medet umursan olacağı budur. 

Adamların fıkıha, geleneğe aşık resmen! Kur'an gelenekselliğe ve atadan gelme şeylere karşıdır.

"Onlara, "Allah'ın indirdiğine uyun" dendiğinde: "Hayır! Biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız." derler. Peki, ataları bir şeye akıl erdiremiyor, doğruya ve güzele ulaşamıyor idiyseler! O küfre sapanların durumu, bağırıp çağırma dışında bir şeyi işitmeyen varlıklara haykıranın durumuna benzer. Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bu yüzden akıllarını işletemez onlar." - Bakara 170 ve 171 

Kalın yapıp altını da çizdim. Bu adamların yaptığının birebir aynısını peygambere savaş açan müşrikler yapıyordu ve müşrikler de Allah'a iman ediyorlardı (!) Ama Allah'a ortak koşuyorlardı putlarını, atalardan gelme din dışı gelenekleri vardı ; Putlara yemek ikram etmek gibi, kız çocuklara surat ekşitip onları diri diri gömmek gibi, hatta eşlerini "Sen bana annemin sırtı gibisin" diyerek kendi kendine, kendi eşini haram ediyordu. Onlara göre de bu gelenekti ve bağnazca, doğuştan geçiyordu. Bu de gelecek nesli böyle yetiştirip, Allah'ın bize bıraktığı laneti akılsızlığımızla harmanlayarak ve Kur'an'dan uzak kalarak, buna çanak tutuyoruz, sonra da tek tek buna sen de dahilsin, sonra el açıp "Allah'ım sen İslama yardım et." diyorsun.

Allah sana lanet ediyor lanet! Sen halen sana lanet eden Allah'dan medet umuyorsun. Oturup bir sorgula kendini, ben nerede yanlışım de. Aç bir oku şu Allah'ın kitabını be kardeşim. Aklederek oku yahu! O zaman yanlışlarını emin ol göreceksin. Akletmekten acizsiniz, sonunuz cehennem. Allah akledin diyor, Cübbeli Ahmet "Akleden şeytanın yolcusudur." diyor ve onun peşinden "O çok mübarek bir zat, siz onu anlayamazsınız." diye peşinden gidiyorsunuz. 

Allah'ın lanetinden sizi yanmaz kefenler falan korumaz. IŞID bu gelenekçilerin "Silahlanmış bir ordu" hali. Tek fark inanın bu. Gerisi birebir aynı bu geleneğin. Allah'ın kitabından uzak kalırsan, yatacak yerin olmaz öbür tarafta ve kendi ahiretini yakarsın. Allah sana akıl vermiş. Bu adam doğru mu diyor acaba aç bir Allah'ın kitabı olan Kur'an ile kıyasla bakalım.  

Ateist ve Batılı toplumlar niye refah içinde de, müslüman ülkeler belalı biliyor musun? Ateist toplumlar Kur'an'a iman etmiyorlar ama onlar Kur'an'ın birçok emrini farkında olmadan yerine getiriyorlar. 

1- Kafirun suresinde olduğu gibi, Laiklik kavramı var yani "Herkesin dini kendinedir ve birisinin inancı yüzünden onun kılına bile dokunamazsın." İsterse baltaya, klavyeye tapsın.

2- "Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Allah, adaleti ayakta tutanları sever." - Mümtehine 8

Bu ayete göre kişinin inancı ne olursa olsun eğer onun yardıma ihtiyacı varsa ona yardım edeceksin. Tecavüze uğradıysa onun için de haykıracaksın, hastaysa ona da çorba yapıp götüreceksin, çocuğuna bakman gerekiyorsa kendi evladın gibi bakacaksın. Ona her türlü iyiliği yapacaksın. Adil olacaksın çünkü ve adilsen, asla kimsenin ırkına, dinine, cinsiyetine, mezhebine, milletine bakmaz ve yardım edersin.

Bunun gibi bir çok şeyi diğer toplumlar bizden "Çok daha iyi" yapıyorlar onlar da kusursuz değil ve onların da sağlam noksanları var ama bizden daha iyiler bu da su götürmez bir gerçek. Biz daha hayvanları bile sevmeyi beceremeyen bir milletiz, leşiz, tembeliz. O yüzden bu ayetlere bakarak hatayı kendimizde aramalı, öz eleştiriyi hayatımızdan en büyük parçalarından birisi yapmalıyız.

Kimse merak da etmesin, bunları menfaati geçici ve elbet onların devri bitecek. Çünkü yüce Allah buyurur ki ;
"Peşin isteyene dünyada peşin veririz: Dilediğimize dilediğimiz kadar. Sonra da ona cehennemi veririz; yaslanır ona, kınanmış ve kovulmuş olarak. Kim de âhireti ister ve inanmış olarak ona yaraşır bir gayretle çalışırsa, böylelerinin gayretleri teşekkürle karşılanır. Biz onlara da, bunlara da Rabbinin lütfundan veririz. Rabbinin lütfu ise kısıtlanmış değildir." - İsra 18, 19 ve 20

Allah burada diyor ki dünya malını arzu edene onu veririm ve ona daldırırım, ama bu nimet geçicidir ve onların sonu cehennemdir. Ancak ahireti isteyene, ahireti veririm ama gerektiği kadar çabalayacak ve çalışacak. Yani ne kadar ekmek, o kadar köfte. Bu ayetlere bakıp, "Ama sen zenginliği baltalıyorsun çoğu yazında dünya nasibini unutma" dedin diyen küçük Nikola Teslacıklar da fırlayacaktır.

Sap ile samanı karıştırma yavrucuğum. Evet dünya nasibini de unutmayacaksın ama "Mü'min olmak ve Allah'a göre yaşamak" önceliğin olacak. Dünya malı ondan sonra serbest zaten, Allah zengin olmayı yasaklamıyor ki. İhtiyacın kadarını al diyor yani ihtyacını da kendine göre belirle diyor o serbestliği de veriyor, gerisini paylaşacaksın diyor. Bugün 10-15 evi olan hacılara gidiyorsun bayramda çocuklar gidiyorlar, 5 Lira para veriyor. Alışverişte har vurup harman savur, israf et. 20 Lira ver, ölür müsün? Günümüz en cimrileri de "Ben müslümanım" diyen ama 10 tane evi varken bile "Para bize yetmiyoğ" diyenlerdir. Hiç evi olmayanlar napsın? Ki o çocuklar genelde evi olmayanların çocuklarıdır. 20-30 verip daha çok sevindir ne olmuş. Sen en berbat zamanda bile 3-4 evini satsan 10 yılını kurtarırsın hiç çalışmasan bile. Malını akıllıca harcarsan o para sana çok yeter. Türkiye'de bugün bu zengin kesim, zibilyon kadar mal israf ediyor. Sonra gel sana "Şükret" diyor. Bizim köyde bir laf vardır. Dinime küfreden, Müslüman olsa diye...

O yüzden, zengin olmak asla kötü değildir aksine Allah bunun önünü açar ama evvela "Ahireti" isteyeceksin. Allah'ın bu kötüledikleri Tayyip gibi, Binali ve oğlu gibi tiplerdir. Nihat Hatipoğlu ve Cübbeli gibilerdir. Fakirliği överler ama altlarında 1200 oda, Jipler, evler, yatlar, kahvaltılarında kuş sütü eksiktir sadece ama milleti "Şükretmeyi" öğretirler. Allah işte bunları kınar. Çünkü bunlar "Dünya malını dünyada" isteyen tiplerdir. "Ahireti" istiyor lafları riyakarcadır çünkü Ahireti isteyen Müslüman paylaşır malını ihtiyacından sonra. Kendine saray, otel yaptırmaz, altına jipler ve kendisine sınırsız ödenek aldırtmaz, her mevkiye 77 sülalesini sokdurtmaz. 

Bu verdiğim tipler bu hacıların medyatik ve 10 kat daha zengin olanlarıdır sadece yani o kadar. Müslümanlık bir iddiadır bunu amellerle pekiştireceksiniz buna ben de dahilim merak etme. Benim senden tek özelliğim ya da farkım adına sen dilediğini söyle ya da dallamalık de hiç fark etmez, bunları yazıyor olmaktır o kadar. Çünkü peygamberlerin bile sorguya çekilecekse, biz kullar hayde hayde çekileceğiz. Ayrıca bir şeyin sadece sana göre aptalca, dallamalık, ya da ahmakça olması bunun gerçek olduğuna dair hiçbir delilin yoksa, bunun gerçek olduğunu değiştirmez. Sadece sen gerçeği kendinden uzaklaştırarak sapıyorsun demektir. Zaten bir şeyi reddediyorsan, o gerçeği kendinden uzaklaştırman gereklidir ve bu gereklilikleri kendince haklı gerekçelerle yaparsın. Misal ben de eskiden çok söven bir heriftim, fazla sabırlı değildim birkaç ay kadar ama şimdi sabretmeyi, sövmemeyi öğrendim ve halen de öğreniyorum. İlk yazılarımla bunu kıyasla göreceksin. Unutma, herkesin günahını bilirsin ama tövbesini bilemezsin asla.


Öf çok kafa şişirdim ama sonuç olarak moruk. Yukarıdaki Müslümanın, Müslümana kırdırması maalesef ahirete kadar gidecek ve sonumuz hiç iyi değil bu dünyada. O yüzden Ahireti isteyin çünkü ahirette zalimlerin sonu cehennem olacak. Sen elinden geleni yap çabala ama lafını dinletemezsen de boşver ve onları iftiraları ve zanlarıyla baş başa bırak. Ben yine uzun bir süre yokum. Sanki çok da umrunuzda da ehehe. Haydi eyvallah.

"Size vaat edilen şeyler kesinlikle meydana gelecektir. Siz engel olamazsınız. De ki: Ey kavmim, siz elinizden geleni yapadurun; ben de yapıyorum. Bu dünyanın sonunun kim hakkında hayırlı olacağını siz de öğreneceksiniz. Şurası muhakkak ki, zalimler asla iflâh olmazlar. Kendi döllendirip yaydığı ekinden ve hayvanlardan Allah'a bir pay ayırdılar da kendi zanlarınca şöyle dediler: "Bu Allah için, bu da ortaklarımız için." ortakları için olan Allah'a ulaşmaz. Ama Allah için olan, ortaklarına ulaşıyor. Ne kötü hüküm veriyorlar! Aynen bunun gibi, müşriklerden birçoğuna, Allah'a ortak koştukları kişiler, öz evlatlarını öldürmeyi güzel göstermiştir ki, hem onları yok etsinler hem de dinlerini onlar aleyhine karmakarışık hale getirsinler. Allah dileseydi bunu yapamazlardı. O halde onları, düzdükleri iftiralarla baş başa bırak." - En'am 134, 135, 136 ve 137 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder